Eylül 10, 2022 Fizik Tedavi0

Dirsek Ağrısı Neden Olur?

Dirsek Ağrısına Neden Olan Hastalıklar Nelerdir?

Dirsek ağrısı genellikle dirsek bölgesinde ve dirseğin alt bölgesinde ön kolda öncelikle hissedilir. Zamanla dirseğin üst kısmında omuza kadar da hissedilebilir. Birkaç şekilde ortaya çıkabilir. En sık şu durumlarda olabilir:

  • Tenisçi dirseği- lateral epikodilit (dirsek dış kısmı ve ön kol ağrısı)
  • Golfü dirseği- medial epikondilit (dirsek iç kısmı ağrısı)
  • Artrit- dirsek eklemi zorlanması ya da romatizmal durumlardaki tutulumlar
  • Ulnar sinir yaralanması- kubital tünel zorlanması (dirsek iç kısmında ulnar sinirin sıkışması ile birlikte dirsek, ön kol iç kısım ağrısı ve serçe parmak ve işaret parmağının ağrısı uyuşması)
  • Tendinit- tendon zorlanması (lateral ve medial epikondilit dışındaki başka kas ve tendonları zorlanması, üst kol ya da alt kolla ilgili olabilir)
  • Travmalar- düşme, çarpma gibi durumlarda dirsek eklem yapıları, tendon ve kasların zorlanması

Dirsek ağrınız olduğunda genellikle parmaklarınızda, elinizde kavrama sorunları da olabilir. Uyuşma elektriklenme gibi hisler olabilir. Bu durum yeni ortaya çıktığında çözümleri daha kolay ve daha kısa sürede bulunabilir. Kronikleşirse 6 haftayı geçerse, hatta 3 ayı geçerse süreç iyileşme daha zor olabilir. Dirsek ağrınız başladığı anda buna doğru şekilde müdahale edilmesi iyileşmeyi belirgin kolaylaştırır.

Dirsek Ağrısı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Yukarıda tek tek belirttiğimiz hastalıklar açısından hastayı ayrıntılı olarak değerlendirmek gerekir. Başlangıç aşamasında, yeni başlamış ağrılarda genellikle bir görüntüleme yöntemiyle bakılması ya da kan testi yapılması gerekmeyebilir. İlerlemiş olgularda tetkik yapılması gerekebilir.

Tanıyı belirledikten sonra tanıya göre, hangi kasların ya da eklem yapılarının etkilendiğine göre tedavi planı yapılır. Tedavide çeşitli yöntemler tercih edilebilir:

  • Aktivite kısıtlaması ve istirahat: Her türlü kas iskelet sistemi sorununda iyileşme sürecini hızlandırmak ve iyileşmeyi sağlamak için zorlanan yapıların hareketini kısıtlamak gerekebilir. Bunu hasta kendisi gösterdiğimiz şekilde hiçbir cihaz kullanmadan yapabileceği gibi, bazı cihazlarla ya da bandajla kolaylaştırılabilir. Bazı durumlarda soğuk ya da sıcak uygulamalar önerilebilir. Bunun kararını muayeneye ve tanıya göre doktor verir ve hastayı bu konuda eğitir.
  • İlaç tedavisi: Yeni başlamış durumlarda ilk 1-2 ay içindeyseniz ilaç tedavisi denenebilir. Ağrı kesici ilaçlar genellikle sadece ağrıyı kesmez aynı zamanda dirsekte oluşan ödemi de tedavi edebilir. Bu ilaçlarla düzgün yapılan 2 haftalık belki 1 ay süreli tedaviler birlikte önerilen aktivite kısıtlaması ile başarılı sonuç verebilir.
  • Cihaz- siplint uygulaması: İlaçla birlikte ya da bazı durumlarda yalnız başına uygulanabilecek dirseği sabitleyen cihazlar, bandajlar, bantlar kullanılması etkili olur. Bu cihazların hastalığın tanısına ve durumuna göre seçilmesi ve doktorun önerdiği sürelerde kullanılması gerekir. Kullanıldıkları zaman dirseğin ağrıya neden olacak yönde yanlış hareketler yapmasına engel olur. Böylece iyileşme süreleri belirgin kısalır. Dirsek bölgesinin istirahat etmesi sağlanmış olur.
  • Fizik tedavi uygulamaları: Dirsek ağrılarında birkaç farklı fizik tedavi yöntemi uygulanabilir. Fizik tedavi gerekliliğihastalığın tanısına, durumun ciddiyetine göre ve ağrının başlama zamanına göre verilir. Hasta ilaç ve splint tedavilerinden yeterince fayda görmediyse fizik tedavi yapılması tercih edilebilir. Fizik tedavinin en az 15 seans sürmesi gerekir. Bazı fizik tedavi uygulamaları ESWT gibi uygulamalar haftanın 2 günü 5-6 seans olarak da yapılabilir.
  • Enjeksiyonlar: Enjeksiyon uygulamaları birkaç farklı şekilde olabilir. Hızlı iyileşme için fizik tedavi ajanları ve egzersiz uygulamaları ile birlikte enjeksiyon yöntemleri tedavide olumlu sonuçlar sağlar.
  • Kortikosteroid enjeksiyonu: Hastalığın tanısına göre dirseğin farklı bölgelerine farklı dozlarda kortikosteroid enjeksiyonları yapılabilir. Eklem içine, tendon yapışma yerlerine uygulanabilir. Yapılırken ultrasonografi kullanıldığında daha başarılı sonuçlar ortaya çıkar. Dirsek eklemi içinde ödem yani sıvı toplanması varsa bu sıvı boşaltılarak kortikosteroid uygulamaları yapılması son derece başarılı, hızlı iyileşmeyi sağlar.
  • PRP- konsantre growth faktör (büyüme faktörü) uygulaması: Dirsek bölgesindeki ağrının tanısına göre uygun hastalara PRP uygulaması yapılabilir. Bu uygulamanın her durum için uygun olmayacağı akılda tutulmalıdır. Hastanın kendi kanı alınıp bir işlemden geçirildikten sonra kanın üzerinden ayrılan büyüme faktörü dediğimiz iyileştirici hücreler alınarak, ağrılı bölgeye enjeksiyon uygulanabilir. Bu enjeksiyonun 3 hafta arayla iki ya da üç kez uygulanması gerekebilir.
  • Ozon uygulaması: Dirsek ağrısının bölgesine ve tanısına göre uygulanan ozon tedavileri başarılı sonuçlar verir. Ozon ugulandığı bölgede oksijenlenmeyi arttırarak hızlı iyileşmeyi sağlar Bu uygulama dirsek eklemi içine ya da çevresine yapılabilir. Haftada 2 gün ya da 1 gün 5-6 seans uygulamalar etkilidir.
  • Nöral terapi- Proloterapi: Ağrılı bölgeye yapılan ağrı kesici ajanlarla karışık serum fizyolojik uygulamaları nöral terapi olarak o bölgeye 3-6 kez uygulanabilir. Aynı şekilde dekstroz dediğimiz şeker içerikli serumlarla aynı uygulamalar yapılabilir (proloterapi). Bu uygulamanın içinde de herhangi bir ilaç bulunmamaktadır ve son derece güvenlidir. Dirsek eklemindeki ağrının şekline ve yerine göre kaç seans yapılacağı ne dozlarda nereye yapılacağı doktor tarafından belirlenir.|

Ekran-Resmi-2022-09-10-12.09.39.png

Eylül 10, 2022 Fizik Tedavi0

Tenisçi dirseği nedir?

Hangi kasların zedelenmesi ile oluşur?

Tenisçi dirseği dirseğin dış kısmında olan bir ağrıdır. Dirseğin dış kısmı neresidir? Elinizi açık bir çekilde kolunuzu öne uzatınca buna supin pozisyonu denir. O pozisyonda dirseğin vücuda göre dışta kalan bölgesi dış kısmıdır (o dirsek kemiği kısmına lateral epikondil denilir). O bölgede yani lateral epikondilde özellikle bastırınca bir ağrı olması tenisçi dirseği olduğunuz anlamına gelebilir.

 

MÜkemmel
70 değerlendirmeye göre.
Emine avcı kurugül
Emine avcı kurugül
Harika iletişimi,samimi ve çözüm odaklı yaklaşımı ve mükemmel hekimliğiyle Dr.Sibel hanım Ankara için bir kayıp ama ben İzmir’de ailemi ona emanet edebildiğim için mutluyum.Yolu açık olsun.
Ece Tansel
Ece Tansel
Yıllar boyunca onlarca doktora gittim, hepsine aynı şikayetle başvurdum ama her seferinde düzgün bir tanı koyamadan beni eve gönderdiler. Sibel hanım ilk görüşmemizde şüphelendiği bir hastalıktan bahsetti ve bunu araştırmamız gerektiğini söyledi ve sonucunda hastalığın tanısı kondu ve doğru tedavime 5-6 yıl sonra kavuşmuş oldum şu an onun sayesinde hayat kalitem arttı.İnanılmaz araştırmacı, işini gerçekten severek yapan, nerede olursam olayım bir mesajla her sorunuma çözüm bulmaya çalışan mükemmel bir doktor.
Cevdet ZÜNGÜN
Cevdet ZÜNGÜN
Yaklaşık 5 sene önce “omuz manşetindeki Rotator Kaf Sendromu, çoğunlukla çekme, kaldırma hareketleri veya omuz üzerine ciddi düşüşlerin bir sonucu olarak oluşur” şeklinde koyduğu teşhis ve devam eden rehabilitasyon dönemi süresinde göstermiş olduğu ilgi ile sağ elimle saçımı bile tarayamazken, kolum yeniden hayat buldu. Yeni muayenehanesinde de başarılarının artarak devamını dilerim.
Havva Yüksel
Havva Yüksel
Şiddetli sırt ağrım için Sibel Hanıma bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim. Doktor hanım beni uzun uzun dinleri sorular sordu. Sonrasında muayene etti ve ağrının sırtıma boynumdan geldiğini anlattı, kolumdaki güçsüzlüğü tespit etti ve gösterdi. Boyun MRı çektirdi iğneler yaptı. Ağrılarım hala devam ediyor ama çok azaldı. Fizik tedaviye gidiyorum. Son derece temiz ve ferah bir yer.Teşekkür ederim.
sinan KIĞILCIM
sinan KIĞILCIM
Sibel Kibar Hoca’ya 87 yaşındaki babamın geçirdiği kalça protezi operasyonu sonrası fizik tedavi için başvurduk. Nazik yaklaşımı, özenli muayenesi, tedavi sürecindeki yakın ilgisi, yerinde ve doğru yönlendirmeleriyle babam sağlığına kavuştu. Kendisine ailece minnettarız, sonsuz teşekkür ediyor, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olan herkese güvenle tavsiye ediyoruz.
Damla Senturk
Damla Senturk
Çok sert ayak bileği burkulması sonucu bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim ve iyi ki de gitmişim. Sibel Hanım gerçekten soyadı gibi çok kibar bir hanımefendi. Bilgisiyle bakış açısıyla motivasyon arttırıcı davranışlarıyla kendinizi ilk dakikadan itibaren iyi hissetmenizi sağlıyor. Fizyoterapist Cem Bey gerçekten işini çok iyi yapan pozitif bir insan. Asla motivasyonunuzun düşmesine izin vermiyor. İlk gittiğimde seans ile son seansım arasında o kadar büyük fark var ki iyi ki tercih etmişim. Umarım zaman geçtikçe bileğimi daha iyi hissedeceğim. Herşey için çok teşekkür
m.reza goçi
m.reza goçi
Sibel hocama arkadaşımın tavsiyesi üzerine gittim. Kendisi son derece ilgili ve farklı bakış açıları geliştirebilen bir doktor. Kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Omuzumda tendok kompasi vardı, 3 seans enjeksiyon ile tamamen iyileşti. Enjeksiyonları ultrasonla özenle yapıyor, kendinizi çok güvende hissediyorsunuz. diz ağrısı çeken ablamı da götürdüm. Hocam dizine uyguladığı enjeksiyonla diz ağrıları rahat etti. Ağrısı olan herkese tavsiye ederim. Sibel hocama ve güler yüzlü ekibine çok teşekkür eder çalışmalarında başarılar dilerim.
Nesrin Özelçi
Nesrin Özelçi
Sibel hanım çok ilgili ve güleryüzlü bir Dr..Elim ve dizlerimdeki ağrılar için kendisine başvurmuştum.Çok faydasını gördüm.Sibel hanıma teşekkür ediyorum .
emel ünsal
emel ünsal
Sibel Hanıma annemin sağ omuz ağrısı için başvurduk. Kendisini internetten araştırarak bulduk. Yorumlarda yazdığı gibi çok kibar ve çok ilgili bir bayan. Son derece bilgili bir doktor. MR larımıza yeniden baktı ayrıntılı bir muayene yaptı. Daha önce annemin omuzuna enjeksiyon yapılmıştı ama sonrasında çok ağrısı olmuştu ve iyi olmamıştı. Sibel Hanım hareketimizin kısıtlanmış olduğunu ve tedavinin hızlı bitmesi için enjeksiyonun tekrarlanması gerektiğini söyledi. Bu sefer enjeksiyonu kendisi ultrasonla bakarak yaptı. Yaptığı günden 1 gün sonra omuz hareketi belirgin açıldı ağrısı azaldı. Sonrasında da fizik tedaviye başladık. Çok teşekkür ederiz hızlı çözümleriniz ve güzel yüzünüz için.

 

 Ön kol, dirsekten aşağıda kalan kolun kısmına denir. Ön kol kaslarının elin arka yüzünde olan tüm kasları ve ön kolun arka kısmında kalan kasları birleşir ve bu kaslar dirseğin dış kısmına yani lateral epikondile tutunur. Aslında tüm kaslar kemiğe tutunmadan tendon dediğimiz yapılara dönüşür. Tendonlar kemiğe tutunur. Bu tutunma yerinde olan ağrı kasların bitiş noktası olan tendonlarda zedelenme minik yırtıklar olduğu anlamına gelir. Buna tenisçi dirseği ya da lateral epikondilit denir.

Çok ciddi ağrılar olabilir. Gece uykudan uyandırabilir. Gündüz elinizi uzatarak yaptığınız tüm aktiviteleri kısıtlayabilir. Çok yorucu bir durumdur. 

El parmaklarının geriye ters yönde tüm yaptığı hareketleri ve el bileğinin geriye doğru kıvrılmasını burdaki ekstensör kas dediğimiz yapılar sağlar. Ekstensör parmak kasları ve ekstensör el bileği kasları eli ve parmakları geriye doğru döndürür. Bu kasların hepsinin tendonları yani bitiş noktaları birbirine yapışıp dirseğin dış kısmına tutunur. Bu noktadaki zorlanma ve yırtıklar tenisçi dirseği-lateral epikondilit dediğimiz duruma neden olur.

Tenisçi dirseği- lateral epikondilit neden olur?

Tenisçi dirseği herhangi bir zorlanma ile olabilir. Yukarıda anlattığımız kasları zorlayan herhangi bir durum buna neden olabilir. Tenis oynamanız gerekli değildir bunun için. Evde yapılan işler, dirseğinizi çarpmanız, el bileğinizi ve parmaklarınızı gereğinden fazla ters yönde zorlamanız buna neden olabilir.

Tenisçi dirseği tedavisi nasıl olur?

Tenisçi dirseği birkaç şekilde tedavi edilebilir. Bu durumun ne zaman başladığına, ne kadar ağır etkilendiğinize, günlük yaşamda yaptığınız ve yapmanız gereken aktivitelere ( sportif aktiviteler, iş hayatınızda dirseğinizi ne şekilde kullandığınız gibi) göre tedavi değişebilir.

  • İlaç tedavisi: Akut yeni başlamış durumlarda ilk 1-2 ay içindeyseniz ilaç tedavisi denenebilir. Ağrı kesici ilaçlar genellikle sadece ağrıyı kesmez aynı zamanda dirseğin dış kısmında oluşan ödemi de tedavi edebilir. Bu ilaçlarla düzgün yapılan 2 haftalık belki 1 ay süreli tedaviler birlikte önerilen aktivite kısıtlaması ile işe yarayabilir.
  • Cihaz- siplint uygulaması-Tenisçi dirseği siplinti- Lateral Epikondilit Bandı: İlaçla birlikte ya da bazı durumlarda yalnız başına uygulanabilecek dirseği sabitleyen tenisçi dirseği siplintleri- lateral epikondilit bantları son derece yararlıdır. Bu cihazların 2-3 ay kullanılması gerekebilir. Kullanıldıkları zaman dirseğin ağrıya neden olacak yönde yanlış hareketler yapmasına bu cihazlar engel olur. Böylece iyileşme süreleri belirgin kısalır.Dirsek bölgesinin istirahat etmesi sağlanmış olur.

Fizik tedavi uygulamaları: Tenisçi dirseği durumunda birkaç farklı fizik tedavi yöntemi uygulanabilir. Fizik tedavi gerekliliği durumun ciddiyetine göre ve ağrının başladığı sürenin uzun olmasına göre verilir. Hasta ilaç ve splint tedavilerinden yeterince fayda görmediyse fizik tedavi yapılması tercih edilebilir. Fizik tedavinin en az 15 seans sürmesi gerekir. Bazı fizik tedavi uygulamaları ESWT gibi uygulamalar haftanın 2 günü 5-6 seans olarak da yapılabilir.

  • Enjeksiyonlar: Enjeksiyon uygulamaları birkaç farklı şekilde olabilir. Hızlı iyileşme için fizik tedavi ajanları ve egzersiz uygulamaları ile birlikte enjeksiyon yöntemleri tedavide olumlu sonuçlar sağlar.
  • Kortikosteroid enjeksiyonu: Eğer lateral epikondilite bağlı ağrı çok fazlaysa ve acil olarak rahatlama hedefleniyorsa tam o bölgeye kortikosteroid enjeksiyonları yapılabilir. Ya da fizik tedavi ve ağızdan ilaç, splint kullanımı gibi başka yöntemlerle iyileşmeyen hastalarda bu enjeksiyon tercih edilebilir. Bunun için ultrasonografi kullanılabilir. Bu uygulama genellikle 1 kez yapılırsa yeterli olur.
  • PRP uygulaması: Hastanın kendi kanı alınıp bir işlemden geçirildikten sonra kanın üzerinden ayrılan büyüme faktörü dediğimiz iyileştirici hücreler alınarak, ağrılı bölgeye enjeksiyon uygulanabilir. Bu enjeksiyonun 3 hafta arayla iki ya da üç kez uygulanması gerekebilir.
  • Ozon uygulaması: Daha organik çözümler arandığında ve iyileşmenin uzadığı durumlarda ya da akut durumlarda ozon uygulamaları yapılabilir. Direk o bölgeye yapılan haftada 2 gün 6 seans ozon uygulamaları lateral epikondilit tedavisinde iyi sonuçlar verir.
  • Nöral terapi- Proloterapi: Ağrılı bölgeye yapılan ağrı kesici ajanlarla karışık serum fizyolojik uygulamaları nöral terapi olarak o bölgeye 3-6 kez uygulanabilir. Aynı şekilde dekstroz dediğimiz şeker içerikli serumlarla aynı uygulamalar yapılabilir. Bu uygulamanın içinde de herhangi bir ilaç bulunmamaktadır ve son derece güvenlidir.


Ağustos 24, 2022 Fizik Tedavi0

Hemipleji- beyin felci- stroke hastalığı nedir?

Beyin felci beyindeki damarların tıkanması ya da kanaması sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hastalıkta hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığı gibi ek bir sistemik hastalığı olan kişide ani tansiyon yükselmesi ile vücudun herhangi bir damarında ya da kalpte emboli (tıkanıklık yapan damar içindeki hücre toparlanması) oluşarak  beyin damarlarına gider ve beyin damarlarında tıkanıklığa neden olur. Bu damarlarda kan akımı durur. Kan akımının durduğu süreçte beyinde tıkanan damar yapısının çevresinde beslenen sinir hücreleri beslenemez ve hipoksik (oksijensiz) kalır. Beslenemeyen sinir hücreleri kısa süre içinde fonksiyonlarını kaybeder ve ölür. Aynı sinir hücresi (nöron) hasarı beyinde herhangi bir damar patalojisinin sonucu beyin kanaması ile de ortaya çıkabilir. Bu damar hasarina da ileri yaşta görülebilen hipertansiyon, şeker hastalığı (diabetes mellitus) ve daha genç yaşlarda da ortaya çıkabilen anevrizma gibi damarsal hastalıklar da neden olabilir.

Beyin vücudumuzun tüm diğer bölgelerinin çalışmasını kontrol eden organımızdır. Mesela beynimizin sağ tarafı, vücudumuzda sol kolumuz ve sol bacağımızın, hatta gövdemizin sol tarafının yönetimini sağlar. Beynimizin sol tarafı da vücudumuzun sağ tarafının kontrolünü sağlar. Eğer beyinde tıkanan damar sağ tarafta bir damarsa, tıkanıklığı genişliğine göre vücudumuzun sol tarafında güçsüzlük gelişir. Yani tutulan taraf kol ve bacakta güçsüzlük, yürüyememe, konuşamama, yutma güçlüğü hatta gövdeyi dik tutamama sorunları olabilir. Eğer beyinde iki taraf da etkilenmişse, nöronlar yani sinir hücreleri her iki beyin yarısında da hasar görmüşse her iki kol ve her iki bacağı, tüm gövdeyi etkileyebilir.

Genellikle ileri yaşta hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığı, kolesterol yüksekliği, boyun damarlarında tıkanıklık gibi ek sistemik hastalığı olan kişilerde ortaya çıkabilir. Anevrizma gibi beyinde görülebilen damar hastalıkları daha genç yaşlarda da beyin kanamasına neden olarak aynı klinik tabloları etkilenen beyin bölgelerine göre ortaya çıkarır.

Tutulan beyin bölgesine tek taraflı güç kaybı ( hemipleji), iki taraflı güç kaybı (bilateral-iki taraflı hemipleji, ya da sadece tek bir kolun, tek bir bacağın güçsüzlüğü durumları, sadece konuşamama ibi klinik tablolar ortaya çıkabilir. Tüm bu klinik tablolara göre hastaya nöroloji , kardiyoloji ya da gerekliyse başka tıbbi bölümler tarafından ilk tedaviler uyguylanır, sonrasında fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekiminin başında olduğu fizik tedavi ve rehabilitasyon ekibi tarafından tedavi planı yapılarak hsta takip edilir.

Hemipleji- beyin felci- stroke hastalığı hastada hangi klinik bulgulara, hangi sorunlara neden olur?

Hastanın etkilenen beyin bölgesindeki genişliğe ve etkilenen bölgenin yerine göre hastanın klinik tablosu, hastalığının şekli ortaya çıkar.

Kas gücü kaybı – spastisite- tonus azalması: Hastanın beyninin sol tarafı tutulduysa (kanama ya da tıkanıklık) tutulan bölgenin büyüklüğüne göre sağ taraf kol ve bacağında güç kaybı ve hareketsizlik ortaya çıkabilir. Daha küçük bir bölgeyse sadece kol ya da bacak etkilenebilir. Beynin sağ tarafı etkilendiyse saynı klinik tablo sol tarafta ortaya çıkabilir. Bununla birlikte önce aşırı kaslarda gevşeme nedeniyle hiç tuttamama 1 ay ya da biraz daha fazla süre geçtikten sonra aşırı kasılma başlayabilir. Aşırı kasılma bazı durumlarda iyi olabilir,mesela bacağı yere basmak için kullanmak amaçlı işe yarayabilir. Kolda aşırı kasılma hiçbir şekilde iyi olmaz. Kolda elde hareket etme özelliği yeniden çıkabilecekse de aşırı kasılırsa çıkamayabilir. Bu aşırı kasılaya spastisite denir. Mutlaka tedavi edilip duruma bakmak gerekir. Tabii bu kasılma tedavisi 3-6 ay arasında yapılmalıdır, bazı kaynaklarda 6 aydan sonra yapılması gerektiği yazar ancak erken yapılmasının bir zararı yoktur. Bu konuda deneyimli bir fizik tedavi doktoru tarafından bunun tedavisinin doğru zamanı belirlenebilir.

  • Konuşma- yutma- idrar kaçırma bozukluğu: Kollarda ve bacaklarda güç kaybı, kasılmama (tonus düşüklüğü), aşırı kasılma (spastisite) gibi durumların yanında hastaların idrar kaçırma, konuşamama, yutma bozukluğu gibi şikayetleri olabilir. Bu durumlarda hastanın klinik düzeyine göre farklı tedaviler fizik tedavi doktoru tarafından planlanmalıdır.
  • Omuz ağrısı- omuzda çıkma: Hastaların tutulan tarafta omuz ağrısı şikayeti olabilir. Bunun nedeni de o taraf kolda hiç güç olmadığı için kaslar kolu tutamaz ve kol yerinden çıkabilir. Kolun çıkmasıyla ya da hastanın kolunun kontrol edemediği hareketleriyle omuz eklemi içinde ödem ve omuz kasları yırtıkları ortaya çıkabilir. Bunun tedavisinin yapılması gerekir.
  • Elde refleks sempatik distrofi sendromu- RSDS: Tutulan tarafta refleks sempatik distrofi ya da algonörodistrofi dediğimiz bir klinik tablo ortaya çıkabilir. O durumda da el üstünde aşırı bir şişlik, ağrı, eklem hareketinde el bilek ve parmak eklemlerinde hareket kısıtlılığı ortaya çıkabilir. Bu durumun da bu hastalığın düzeyine göre ayrı ayrı tedavileri planlanmalıdır.
  • Omuz-el sendromu: Omuz ve elin aynı anda tutulduğu duruma omuz-el sendromu denilir. Hastanın günlük yaşamını, rehabilitasyonunu belirgin kısıtlar. Her iki durumun  hızlıca hasta için uygun tedavisi seçilip yapılmalıdır.
  • Zihinsel yavaşlama: Hemipleji hastalarının kanama ya da tıkanıklık olması durumuna göre en başka zihinsel fonksiyonlarında yavaşlama olur. Bu durum zaman içinde düzelebilir. Takip edilmelidir.
  • Yürüme ve denge bozukluğu: Hastaların güç kaybı ve kasın kasılma düzeyinde azalma (tonus azalması), kasın kasılma düzeyinde artma ( tonus artması- spastisite) olduğu için denge bozuklukları ve yürüme bozuklukları olur. Ayakta duramayabilirler ya da destekle durabilirler. Bu durum başta hasta ve yakınları için çok korkutucu olabilir ama iyileşebilecek bir durum olabilir. Bunun deneyimli bir hekim tarafından değerlendirilmesi ne olabileceğinin alaşılmasını sağlayabilir.
  • Ortostotik hipotansiyon: Hastalar ilk ayağa kaldırılmaya çalışıldığında ortostotik hipotansiyon dediğimiz tansiyon düşmeleri olabilir. Bu durumda hastanın ciddi düzeyde baş dönmeleri olabilir. Bu durum hastanın yatakta yattı sürenin kısalması sağlanıp oturma süresi uzatıldığında bu da yetmezse hekim tarafından önerilen başka tedaviler ile geriler.
  • Kas iskelet sistemi ağrı problemleri: Hastaların yaşı gereği zaten olan ya da yeni klinik olarak ortaya çıkan diz, omuz, kalça ağrıları olabilir. Bu durum kendi yaş gruplarındaki normal kişilerde de olabilirken yatakta kalan bu kişilerde, pozisyonlama sorunları nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu durum genellikle osteoartrit dediğimiz kireçlenme ya da gut hastalığı ile ilgili olabilir. Doğru değerlendirme ile bu ağrılar çözüldüğünde yürümenin ayağa kalkmanın daha hızlı olması fizik tedavi hekimi tarafından sağlanabilir.


Ağustos 24, 2022 Fizik Tedavi0

Fizik tedavi doktoru ne iş yapar? 

Fizik tedavi doktoru (fiziksel tıp ve rehabilitasyon doktoru- fiziatrist) tıp fakültesinde 6 yıl okuyup bitirdikten sonra, devlet eğitim araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerine bağlı fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniklerinde 4-5 sene süren fiziksel tıp ve rehabilitasyon asistanlık eğitimi alır. Bu süreçte fizik tedavi ve rehabilitasyon hastalıklarını öğrenir, aynı zamanda doktor olarak çalışır. Bu eğitim sürecinde romatoloji, ortopedi, dahiliye, nöroloji bölümlerinde rotasyona giderek yine doktor olarak hizmet verir. Vebu branşların yaptığı işlerin kendi alanıyla ilgili kısımlarını öğrenir. Bazı fizik tedavi doktorları bu asistanlık eğitimi üzerine algoloji, romatoloji gibi bölümlerde üst ihtisas da yapabilir. Bu durum isteğe bağlıdır.

 

MÜkemmel
70 değerlendirmeye göre.
Emine avcı kurugül
Emine avcı kurugül
Harika iletişimi,samimi ve çözüm odaklı yaklaşımı ve mükemmel hekimliğiyle Dr.Sibel hanım Ankara için bir kayıp ama ben İzmir’de ailemi ona emanet edebildiğim için mutluyum.Yolu açık olsun.
Ece Tansel
Ece Tansel
Yıllar boyunca onlarca doktora gittim, hepsine aynı şikayetle başvurdum ama her seferinde düzgün bir tanı koyamadan beni eve gönderdiler. Sibel hanım ilk görüşmemizde şüphelendiği bir hastalıktan bahsetti ve bunu araştırmamız gerektiğini söyledi ve sonucunda hastalığın tanısı kondu ve doğru tedavime 5-6 yıl sonra kavuşmuş oldum şu an onun sayesinde hayat kalitem arttı.İnanılmaz araştırmacı, işini gerçekten severek yapan, nerede olursam olayım bir mesajla her sorunuma çözüm bulmaya çalışan mükemmel bir doktor.
Cevdet ZÜNGÜN
Cevdet ZÜNGÜN
Yaklaşık 5 sene önce “omuz manşetindeki Rotator Kaf Sendromu, çoğunlukla çekme, kaldırma hareketleri veya omuz üzerine ciddi düşüşlerin bir sonucu olarak oluşur” şeklinde koyduğu teşhis ve devam eden rehabilitasyon dönemi süresinde göstermiş olduğu ilgi ile sağ elimle saçımı bile tarayamazken, kolum yeniden hayat buldu. Yeni muayenehanesinde de başarılarının artarak devamını dilerim.
Havva Yüksel
Havva Yüksel
Şiddetli sırt ağrım için Sibel Hanıma bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim. Doktor hanım beni uzun uzun dinleri sorular sordu. Sonrasında muayene etti ve ağrının sırtıma boynumdan geldiğini anlattı, kolumdaki güçsüzlüğü tespit etti ve gösterdi. Boyun MRı çektirdi iğneler yaptı. Ağrılarım hala devam ediyor ama çok azaldı. Fizik tedaviye gidiyorum. Son derece temiz ve ferah bir yer.Teşekkür ederim.
sinan KIĞILCIM
sinan KIĞILCIM
Sibel Kibar Hoca’ya 87 yaşındaki babamın geçirdiği kalça protezi operasyonu sonrası fizik tedavi için başvurduk. Nazik yaklaşımı, özenli muayenesi, tedavi sürecindeki yakın ilgisi, yerinde ve doğru yönlendirmeleriyle babam sağlığına kavuştu. Kendisine ailece minnettarız, sonsuz teşekkür ediyor, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olan herkese güvenle tavsiye ediyoruz.
Damla Senturk
Damla Senturk
Çok sert ayak bileği burkulması sonucu bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim ve iyi ki de gitmişim. Sibel Hanım gerçekten soyadı gibi çok kibar bir hanımefendi. Bilgisiyle bakış açısıyla motivasyon arttırıcı davranışlarıyla kendinizi ilk dakikadan itibaren iyi hissetmenizi sağlıyor. Fizyoterapist Cem Bey gerçekten işini çok iyi yapan pozitif bir insan. Asla motivasyonunuzun düşmesine izin vermiyor. İlk gittiğimde seans ile son seansım arasında o kadar büyük fark var ki iyi ki tercih etmişim. Umarım zaman geçtikçe bileğimi daha iyi hissedeceğim. Herşey için çok teşekkür
m.reza goçi
m.reza goçi
Sibel hocama arkadaşımın tavsiyesi üzerine gittim. Kendisi son derece ilgili ve farklı bakış açıları geliştirebilen bir doktor. Kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Omuzumda tendok kompasi vardı, 3 seans enjeksiyon ile tamamen iyileşti. Enjeksiyonları ultrasonla özenle yapıyor, kendinizi çok güvende hissediyorsunuz. diz ağrısı çeken ablamı da götürdüm. Hocam dizine uyguladığı enjeksiyonla diz ağrıları rahat etti. Ağrısı olan herkese tavsiye ederim. Sibel hocama ve güler yüzlü ekibine çok teşekkür eder çalışmalarında başarılar dilerim.
Nesrin Özelçi
Nesrin Özelçi
Sibel hanım çok ilgili ve güleryüzlü bir Dr..Elim ve dizlerimdeki ağrılar için kendisine başvurmuştum.Çok faydasını gördüm.Sibel hanıma teşekkür ediyorum .
emel ünsal
emel ünsal
Sibel Hanıma annemin sağ omuz ağrısı için başvurduk. Kendisini internetten araştırarak bulduk. Yorumlarda yazdığı gibi çok kibar ve çok ilgili bir bayan. Son derece bilgili bir doktor. MR larımıza yeniden baktı ayrıntılı bir muayene yaptı. Daha önce annemin omuzuna enjeksiyon yapılmıştı ama sonrasında çok ağrısı olmuştu ve iyi olmamıştı. Sibel Hanım hareketimizin kısıtlanmış olduğunu ve tedavinin hızlı bitmesi için enjeksiyonun tekrarlanması gerektiğini söyledi. Bu sefer enjeksiyonu kendisi ultrasonla bakarak yaptı. Yaptığı günden 1 gün sonra omuz hareketi belirgin açıldı ağrısı azaldı. Sonrasında da fizik tedaviye başladık. Çok teşekkür ederiz hızlı çözümleriniz ve güzel yüzünüz için.

 

Fizik tedavi doktorunun asistanlık eğitimi içinde tüm kas iskelet sistemi hastalıkları, kırık sonrası alçı sonrası rehabilitasyon, travmalarda kas iskelet sistemi ağrıları sonrası fizik tedavi, ortopedik hastalıkların rehabilitasyonu, kronik ağrılar, romatizmaya bağlı ağrılar,basit kas eklem ağrıları hepsi bulunur. Tüm kas iskelet sistemi ağrılarının amelyatsız tedavisini fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru yapabilir. Tedavide ilaç tedavileri, kalçadan ya da eklem içine kas içine enjeksiyon tedavileri, fizik tedavi, manuel terapi, nöral terapi, proloterapi, ozon tedavileri yapabilir. Bu tedavilerden hangisini kullanacağına hastanın durumuna, hastalığına yaşına göre karar verir.

Nörolojik hastalıklar, beyin felci, Parkinson hastalığı, multiple skleroz gibi hastalıklar, serebral palsi, kas hastalıkları gibi durumların uzun süreli rehabilitasyonu gerekir. Fizik tedavi hekimlerinin bir kısmı bu hastalıkların rehabilitasyonu konusunda da eğitim alır ve uygulayabilir.

Her durum fizik tedavi almak için uygun olmayabilir. Hastanın hastalığı ve kan değerlerine göre karar verilmesi gerekebilir. Bu durumların doğruluğunu zamanlamasını fizik tedavi doktoru kontrol edebilir.

Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarını kendisi uygulamaz. Fizyoterapist çalışma arkadaşları uygular. Fizyoterapistler üniversitelerin 4 yıllık fizyoterapi bölümünde okuyan ve bu uygulamalarla ilgili eğitim alan kişilerdir. Fizyoterapist ve fizik tedavi doktoru birlikte hastayı takip eder ve gerektiği durumlarda hastanın başka hastalıklarını, eklem içi ve kas içi enjeksiyon uygulamalarını fizik tedavi doktoru yapar. Hastaya yaptırılacak egzersizleri ve fizik tedavi uygulamalarını fizyoterapistler yapar.

Fizyoterapistin de fizik tedavi doktorunun da bazı konularda özel eğitimler alması gerekir. Alınan eğitimlere ve çalışılan hasta gruplarına göre uzamanlaşılan konular olabilir. Fizyoterapistler üniversitelerin uzmanlık ve doktora programlarında bazı özel fizik tedavi ve rehabilitasyon konularında da eğitim alabilir. Bu durumda dr ünvanı uzman ünvanı alabilirler.

Bel fıtığına fizik tedavi bakar mı? Fizik tedavi hangi hastalıklara bakar?

Fizik tedavi tüm kas iskelet sistemi sorunlarına bakar. Bel ağrısı, bel fıtığı, boyun fıtığı, diz ağrısı, menisküs, kalça sorunları, omuz tendon yırtıkları, dirsek sorunları, el bilek, ayak bilek sorunları, kas ağrıları, fibromiyalji, ortopedik sorunlardan sonraki rehabilitasyon, nörolojik hastalıkların rehabilitasyonu gibi durumları takip edebilir. Bu durumların fizik tedavisini, rehabilitasyonunu planlayıp yapabilir.

Fizyoterapi ve fizik tedavi arasında fark var mıdır?

Bu iki kullanım arasında fark yoktur. Fizyoterapi daha genel bir kullanımdır. Fizyoterapist uygulayıcı olan kişidir.

Fizik tedaviden sonra ağrı artar mı?

Fizik tedavi işlemleri hastanın durumuna göre seçilip uygulanmaya başlandığında ilk 1 hafta sürede ağrıda artma olabilir. Ağrılarda tedaviye bağlı azalma genellikle çok hızlı bir çekilde beklenmez. Ağrılarda aşırı derecede artma olursa hastalara ilaç tedavileri, enjeksiyon tedavileri eklenebilir. Bu sürecin kaliteli ve kolay geçmesi hastanın hareketsiz kalmaması önemlidir. Bu ilaç ve enjeksiyon tedavilerinin planlamasını fizik tedavi doktoru yapabilir. Gerektiğinde hastaların seans aralıkları açılabilir. Hastanın fizik tedavi süreci içinde 10 seanstan sonra biraz iyilik hali olmaya başlar. Bazı günler iyi bazı günler daha ağrılı olunabilir. Tedavi süreci sonunda genellikle yapılan tedavinin düzgün olması ve iyi takibiyle yüzde 80 başarı sağlanabilir. Hiçbir tedaviden yüzde yüz başarı sağlanması beklenemez. Yüzde yüz başarı olan durumlarda tabii olabilir ama bu hastaya ve hastalığına da bağlıdır. Tedavi süreci tamamlandıktan 3 hafta sonra , 1 ay sonra çok daha iyi bir duruma gelinebilir. Tedaviden 1 ay sonra bu nedenle genellikle hasta kontrole çağırılması tercih ettiğimiz bir durumdur.

 



Ağustos 24, 2022 Fizik Tedavi0

Parkinson hastalığınız olabilir mi? 

Parkinson hastalığı tanısı nöroloji doktorları tarafından konulur. Bir fizik tedavi hekimi olarak daha önce gördüğüm hastalar nedeniyle hastaların şikayetlerinin parkinsona benzediğini düşünebilirim ama bu konuda uzman olan bir nöroloji doktoru tarafından, bazen ilk muayenede bazen de hastanın semptomları takip edilerek kesin tanıya ulaşılır.

MÜkemmel
70 değerlendirmeye göre.
Emine avcı kurugül
Emine avcı kurugül
Harika iletişimi,samimi ve çözüm odaklı yaklaşımı ve mükemmel hekimliğiyle Dr.Sibel hanım Ankara için bir kayıp ama ben İzmir’de ailemi ona emanet edebildiğim için mutluyum.Yolu açık olsun.
Ece Tansel
Ece Tansel
Yıllar boyunca onlarca doktora gittim, hepsine aynı şikayetle başvurdum ama her seferinde düzgün bir tanı koyamadan beni eve gönderdiler. Sibel hanım ilk görüşmemizde şüphelendiği bir hastalıktan bahsetti ve bunu araştırmamız gerektiğini söyledi ve sonucunda hastalığın tanısı kondu ve doğru tedavime 5-6 yıl sonra kavuşmuş oldum şu an onun sayesinde hayat kalitem arttı.İnanılmaz araştırmacı, işini gerçekten severek yapan, nerede olursam olayım bir mesajla her sorunuma çözüm bulmaya çalışan mükemmel bir doktor.
Cevdet ZÜNGÜN
Cevdet ZÜNGÜN
Yaklaşık 5 sene önce “omuz manşetindeki Rotator Kaf Sendromu, çoğunlukla çekme, kaldırma hareketleri veya omuz üzerine ciddi düşüşlerin bir sonucu olarak oluşur” şeklinde koyduğu teşhis ve devam eden rehabilitasyon dönemi süresinde göstermiş olduğu ilgi ile sağ elimle saçımı bile tarayamazken, kolum yeniden hayat buldu. Yeni muayenehanesinde de başarılarının artarak devamını dilerim.
Havva Yüksel
Havva Yüksel
Şiddetli sırt ağrım için Sibel Hanıma bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim. Doktor hanım beni uzun uzun dinleri sorular sordu. Sonrasında muayene etti ve ağrının sırtıma boynumdan geldiğini anlattı, kolumdaki güçsüzlüğü tespit etti ve gösterdi. Boyun MRı çektirdi iğneler yaptı. Ağrılarım hala devam ediyor ama çok azaldı. Fizik tedaviye gidiyorum. Son derece temiz ve ferah bir yer.Teşekkür ederim.
sinan KIĞILCIM
sinan KIĞILCIM
Sibel Kibar Hoca’ya 87 yaşındaki babamın geçirdiği kalça protezi operasyonu sonrası fizik tedavi için başvurduk. Nazik yaklaşımı, özenli muayenesi, tedavi sürecindeki yakın ilgisi, yerinde ve doğru yönlendirmeleriyle babam sağlığına kavuştu. Kendisine ailece minnettarız, sonsuz teşekkür ediyor, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olan herkese güvenle tavsiye ediyoruz.
Damla Senturk
Damla Senturk
Çok sert ayak bileği burkulması sonucu bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim ve iyi ki de gitmişim. Sibel Hanım gerçekten soyadı gibi çok kibar bir hanımefendi. Bilgisiyle bakış açısıyla motivasyon arttırıcı davranışlarıyla kendinizi ilk dakikadan itibaren iyi hissetmenizi sağlıyor. Fizyoterapist Cem Bey gerçekten işini çok iyi yapan pozitif bir insan. Asla motivasyonunuzun düşmesine izin vermiyor. İlk gittiğimde seans ile son seansım arasında o kadar büyük fark var ki iyi ki tercih etmişim. Umarım zaman geçtikçe bileğimi daha iyi hissedeceğim. Herşey için çok teşekkür
m.reza goçi
m.reza goçi
Sibel hocama arkadaşımın tavsiyesi üzerine gittim. Kendisi son derece ilgili ve farklı bakış açıları geliştirebilen bir doktor. Kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Omuzumda tendok kompasi vardı, 3 seans enjeksiyon ile tamamen iyileşti. Enjeksiyonları ultrasonla özenle yapıyor, kendinizi çok güvende hissediyorsunuz. diz ağrısı çeken ablamı da götürdüm. Hocam dizine uyguladığı enjeksiyonla diz ağrıları rahat etti. Ağrısı olan herkese tavsiye ederim. Sibel hocama ve güler yüzlü ekibine çok teşekkür eder çalışmalarında başarılar dilerim.
Nesrin Özelçi
Nesrin Özelçi
Sibel hanım çok ilgili ve güleryüzlü bir Dr..Elim ve dizlerimdeki ağrılar için kendisine başvurmuştum.Çok faydasını gördüm.Sibel hanıma teşekkür ediyorum .
emel ünsal
emel ünsal
Sibel Hanıma annemin sağ omuz ağrısı için başvurduk. Kendisini internetten araştırarak bulduk. Yorumlarda yazdığı gibi çok kibar ve çok ilgili bir bayan. Son derece bilgili bir doktor. MR larımıza yeniden baktı ayrıntılı bir muayene yaptı. Daha önce annemin omuzuna enjeksiyon yapılmıştı ama sonrasında çok ağrısı olmuştu ve iyi olmamıştı. Sibel Hanım hareketimizin kısıtlanmış olduğunu ve tedavinin hızlı bitmesi için enjeksiyonun tekrarlanması gerektiğini söyledi. Bu sefer enjeksiyonu kendisi ultrasonla bakarak yaptı. Yaptığı günden 1 gün sonra omuz hareketi belirgin açıldı ağrısı azaldı. Sonrasında da fizik tedaviye başladık. Çok teşekkür ederiz hızlı çözümleriniz ve güzel yüzünüz için.

Toplumda Parkinson hastalığında asıl bulgunun titreme olduğu düşünülürken, olmazsa olmaz hasta şikayeti hastanın yavaşlamasıdır. Hatta çoğu zaman bunu kendisi fark edemeyebilir. Yakınları tarafından yavaşlaması olduğu hissedilebilir. Günlük yaşamında hastanın elini kolunu kullanmasının yavaşlaması dışında, yüzdeki mimiklerde donuklaşma, konuşmada yavaşlama, yürümede yavaşlama gibi şikayetler ortaya çıkar. Hastanın denge bozukluğu, yürüme bozukluğu düşmeleri olabilir.

Bu harekette yavaşlama bulgusuyla birlikte istirahat sırasında elde titreme (hareket sırasında titreme görülürken, hasta eliyle bir şey yaparken titremesi olmayabilir), kol ve bacak kaslarında aşırı kasılma hali, duruş bozuklukları ortaya çıkabilir.

Bu şikayetlerle nöroloji doktoruna başvurduğunuzda tanı konulabilir ve kullanılması gereken ilaçlar başlanır. Bu aşamadan sonra Parkinson hastalarının mutlaka nöroloji doktoru ile sürekli iletişim halinde olması gereklidir.

İlaçlarla birlikte Parkinson hastalığının en temel tedavilerinden biri fizik tedavi ve rehabilitasyondur. Fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavilerinin yönetimi ve yapılacakların belirlenmesi fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman doktorları tarafından yapılır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon daha çok günlük yaşamdaki işleri yapmanızı sağlayacak fonksiyonel egzersizlerden oluşmalıdır. Bununla birlikte ağrıları olan hastaların ayrıca değerlendirilmesi ve harekete engel olacak durumlara izin verilmemesi gerekir.

Parkinson Hastalığı Tedavisinde Hangi Yöntemler Uygulanır?

  • İlaç tedavileri başlangıç aşamasında tüm hastalara başlanır. Tek bir ilaçla başlanır. Yavaş bir şekilde hastanın durumuna göre dozu ayarlanır. İlaçların saatlerine hastanın durumuna göre, ilacın etki ettiği ve etmediği bazı saateler olabilir. Bunların hepsini nöroloji doktoru planlar ve düzenler.
  • İleri aşamalarda ya da ilacın artık cevap vermediği durumlarda beyin pili uygulamaları hastanın uygunluğuna göre yapılabilir. Bu durumlarda nöroloji doktorları takibi yaparken, beyin pili konulmasını beyin cerrahisi doktorları yapar. Son yıllarda geliştiren çeşitli cerrahi yöntemler de bulunmaktadır. Bu tedavilerin uygunluğu için bu konuda deneyimi olan nöroloji doktorlarına başvurmanız gereklidir.
  • Parkinson hastalığına eşlik eden hareket bozuklukları, yorgunluk, psikiyatrik sorunlar, bilişsel bozukluklar, demans, idrar kaçırma sorunları, yutma bozuklukları, konuşma bozuklukları, yatağa bağımlı olan dönemlerdeki sorunlar için ayrı ayrı tedavi yöntemleri uygulanır. Bunların hastanın durumuna göre nöroloji hekimleri ve fizik tedavi hekimleri ve farklı fizyoterapistlik uzmanlıkları olan fizyoterapistlerle birlikte düzenlenir.

Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları

Parkinson hastalığı ile başvuran hastayı fizik tedavi hekimi nasıl değerlendirir?

Parkinson Hastalığı olan herkesin hastalığının durumuna göre mutlaka düzenli olarak, belki yılda bir belki iki kez rehabilitasyon programlarına girmesi gerekir. Bazı hastaların sadece düzenli olarak kendi durumlarına göre planlanmış egzersiz programlarını uygulaması yeterli olabilir. Bu durumda da nöroloji hekimiyle birlikte fizik tedavi hekiminin düzenli olarak hastaları kontrol etmesi sağlıklı bir takip için doğru olur.

Hastanın ilk değerlendirmesinde yürümesi, dengesi, duruşu, kas iskelet sisteminde ağrıya neden olan durumlar ve spastisite dediğimiz kontrol edilemeyen kasılmalar hekim tarafından ayrıntılı olarak bakılmalıdır.

  • Yürüme değerlendirmesi: Yürüme değerlendirmesinde yürümesinin hızı, yürüme sırasındaki denge kayıpları hastayla öncelikli olarak konuşulur. Bununla birlikte bazı hastalarda yürüme sırasında dar alanlardan, eşiklerden, kapı girişlerinden geçerken donmalar olabilir. Donma olduğu zaman hastanın ayakları sanki yere yapışmış gibi hareketi aniden durabilir. Hareket etmeye çalıştığında dikkatli olmazsa düşmeler ortaya çıkabilir. Bu durumlar hasta tarafından doğru tedvilerle kontrol edilebilir. Bazı hastaların yürüme sırasında bedeni öne doğru çekebilir ve öne düşmeler olabilir, bazı hastalarda arkaya çekebilir. Duruş bozuklukları zaman içinde gelişirse bu durumda yürümeyi etkileyebilir. Örneğin vücutta öne eğilme- kifoz ortaya çıkabilir. Bu da yürüme sırasında dengeyi bozabilir. Tüm bu durumlar fizik tedavi hekimi tarafından kontrol edilir.
  • Denge ve postür değerlendirmesi: Denge bozukluğu, postür yani duruş bozukluğu ve yürüme bozukluğu birbiri içine geçmiş bağlantılı durumlardır. Ancak bu durumların her birine yönelik farklı rehabilitasyon yöntemleri vardır. En çok sorun olan durum ve bunun etkilediği günlük yaşamdaki aktiviteler güzelce değerlendirildiğinde hastanın ihtiyacı olan şekilde tedavi planı yapılabilir. Bu yapılmazsa zaten günlük 1 ya da 2 saat gibi olan tedavi uygulamalarının sonuçları başarılı olmayabilir. Deneyimli hekimler tarafından dikkatli değerlendirme yapılıp hastanın ihtiyacına göre tedavi planı yapılması önemlidir.
  • Spastisite- kontrol edilemeyen kasılma: Parkinson hastalarının bazı kaslarında olmaması gereken, kontrol edemediği kasılmalar olabilir. Özellikle bacak arka grup kasları aşırı kasıldığında bu kaslar zaman içinde kısalarak dizler bükük bir şekilde yürüme başlayabilir. Tabii bu duruma gövdenin öne eğilerek kifoz gelişmesi durumu eşlik eder. Vücut kendini gelişen bozukluğun şekline göre değiştirir ve yeniden düzenler. Bunları adaptasyon için yapar ve amacı eskisi gibi ayakta dik duruşu sağlayabilmektir. Tabii her adaptasyonun hem iyi hemde kötü yönleri olabilir. Bu adaptasyon durumları da değerlendirilip çözümler bulunabilir. Kasılma olan arka bacak kasları kontrol edilmezse zaman içinde iyice kısalarak yürüyüşe engel olabilir. Buna diz ağrısı gibi sorunlar da eklenirse olayın hızlanması kaçınılmaz olur. Kasılmalara yönelik botox enjeksiyon tedavileri ve ağrıya yönelik fizik tedavi ve diz eklemi içi enjeksiyon tedavileri rehabilitasyon sürecini kolaylaştırır. Hastaların bu açılardan ilk muayenede değerlendirilmesi gerekir.
  • Kas-iskelet sisteminde ağrıya neden olan durumların değerlendirilmesi: Parkinson hastalığı yoğunlukla ileri yaşta görülen bir durumdur. İleri yaşta kişilerde osteoartrit dediğimiz kemiklerde ve eklemlerde kireçlenme durumu Parkinson hastalığı olmadan da tüm toplumda yaygın olarak görülür. Bu durumda kişilerin diz ağrıları, kalça ve bel ağrıları olabilir. Dizde kalçada kireçlenme, belde kanalda darlık, fıtık gibi durumların gelişmesi sağlıklı popülasyon için de beklenebilen bir durumdur. Parkinson Hastalığı olan kişilerin de ileri yaşta olmasıyla bu ağrılı durumlar ortaya çıkabilir. Parkinson hastalığı genellikle daha ön planda takip edildiği için ağrılı durumun da yürüme ve dengeyi, duruşu bozacak sonuçları ortaya çıkarabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle Parkinson hastalığının semptomlarından farklı olarak hastaların kas iskelet sistemi problemlerinin değerlendirilmesi ve gerekirse ağrı tedavilerinin yapılması gerekir. Böylece Parkinson hastalığına bağlı ortaya çıkmış olabileceği düşünülen büyük sorunların aslında basit ağrı tedavileriyle gerileyebileceği görülebilir.

Parkinson Hastalığında Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uygulamaları Nelerdir?

Hastanın ayrıntılı olarak günlük yaşamında yapabildiği ve yapamadığı aktiviteleri anlatması istenir. Hastanın ayrıntılı olarak fizik muayenesi yapılır. Yürümesi, dengesi, kas kısalıkları ve kasılmaları, duruşu değerlendirilir. Konuşmasına, yazı yazma şekline bakılır. Bu değerlendirmeler sırasında oturup kalkmasına, yürüme sırasında dönüşlerine, donmaları oluyor mu ne sıklıkta ne durumda oluyor tek tek araştırılır. Ağrı yaratan durumlar varsa tespit edilir. Sonrasında tedavi planı yapılır.

Çeşitli fizik tedavi yöntemlerinin gerektiği şekilde uyguylandığı ve ilaç tedavileri ile kombine edildiği çok disiplinli tedavilerin başarılı olduğu bilimsel çalışmalarda görülmüştür. Ancak bu şekilde yapıldığında tedavi bittikten sonra bir yıla kadar tedavinin etkili olmaya devam ettiği bildirilmiştir.

  • Güçlendirme egzersizleri: Parkinson hastalarında poliklinikte yapılan basit bir muayenede hastaların kas gücü kayıpları tespit edilemeyebilir. Ancak yürüme bozukluğu olan bir kişide mutlaka normal yürüyen kişilerde kullanılan kasların hepsi aktifleşemediği ve çalışmadığı için güç kayıpları olacaktır. Örneğin bacak arkası kasılı ve kısa birisinde bacağın önünde bacağı yürümede düz tutan kaslar aslında güçsüzdür. Ya da gövde öne eğik hastanın kifozu geliştiyse o zaman da gövdeyi dik tutan sırt ve bel kasları güçsüzdür. Hareket çok etmeyen hastalarda solunum kasları, karın kasları güçsüzdür. Bu durumları düzeltecek şekilde güçlendirme egzersizleri yapıldığında etkili olabilecektir. Genel olarak tüm kasları güçlendirmeye çalışmak zaman kaybı olabilir.
  • Esneme- fleksibilite egzersizleri: Hastanın değerlendirmesinde öncelikle bazı kasların kısalmış olduğu tespit edilebilir. Bu kasların esnemesine yönelik egzersiz planları hastanın duruşunu, dengesini ve yürümesini iyileştirebilir. Bununla birlikte genellikle çok hareket edemeyen hastalarda yaygın olarak vücutta kaslarda kısalma ve sertleşme olur. Bu durum da hareketin kısıtlanmasına neden olur. Örneğin ön gövde ve göğüs kaslarına gerip esnetmek, hastalarda gelişebilecek ya da gelişmiş olan kifoz durumunun ilerlemesine engel olabilir. Bacak arka grup kasları esnetmek o kasların kısalmasına engel olarak dizlerin bükülmesini çözebilir. Hastalarda bu durumlar aslında hiç gelişmeden, Parkinson hastalığı tanısı ilk konulduğunda yapılmaya başlansa durumun ne kadar sağlıklı olabileceğini tahmin edebilirsiniz.
  • Yürüme bandında egzersiz: Günlük 30-40 dakika, haftada 3-5 gün, 1-2 ay süreyle yürüme bandında yürümenin hastalığın iyileşmesinde etkili olduğu görülmüştür. Parkinson hastalarının yürümesinde yavaşlama ve koordineli hareketlerin yapılamadığı görülmektedir. Normal bir kişi yürürken düşünmeden spontan bir şekilde birbirini takp eden şekilde adım atabilir. Parkinson hastalarında bu durum bozulmuştur. Yürüme bandında yürüyüş yapmak, bandın hareketine hastanın uyum sağlamasını gerektirir. Bu da normal yürüyüş şekline en benzer yürüyüşü ortaya çıkarır. Yürüme bandının hareketini gözle hastanın görmesi hızlı düşünmesine yardımcı olur. Yürüme bandında egzersizin tek faydası yürüme bozukluğuna değidir. Aynı zamanda kalp- akciğer kapasitesinin artarak kalp sağlığının düzenlenmesine yardımcı olur. Zaten sağlıklı kişiler için de haftanın 3-5 günü yürüyüş yapmaları önerilir. Sürekli hareketsiz kalan birinde kalp- akciğer kapasitesi de azalacak ve günlük yaşamda merdiven çıkma, uzun mesafe yürüme gibi durumlar zamanla kısıtlanacaktır. İşte bu durumlara engel olmak için yürüyüş iyi bir seçenektir.
  • Bisiklet- kol çarkı: Özellikle yürümesi çok bozulmuş ve yürüme yapamayan kişilerde oturarak kullanılan bisikletler ya da masanın üzerine konularak yapılan kol bisikleti kullanılabilir. Bu bisikletler hem koordinasyon yani birbirini takip eden hareketlerin iyileşmesine yardımcı olacaktır, dengeyi geliştirecektir, hem de kalp- akciğer kapasitesinin artmasını sağlayacaktır (kardiak fitness). Tabii kalp akciğer sağlığı için yapılan egzersizlerin hastada en az 3 gün, 30-40 dakika, 30-40 dakika boyunca durmadan ara vermeden yapılması önemlidir.
  • Robotik rehabilitasyon sistemleri: Robotik rehabilitasyon sistemleri hastanın içine bağlandığı ve robotun normal yürüme şeklinde yürümeyi sağladığı sistemlerdir. Bu sistemler kendisi olması gereken şekilde bacakları hareket ettirerek normal yürüme yapamayan kişinin normal şekilde yürümesini sağlar. Tabii bunu sadece robotun içindeyken yapabilir. Bu tedavi sistemi ancak yardımcı bir tedavi olabilir. Hastanın kas gücü kapasitesine göre robota verilen yük alınacak hastaya verilen yük arttırılabilir. Böylece robotun yardımıyla, hastanın kapasitesi maksimum olarak kullanılabilir. Parkinson hastalarında aynı zamanda kasılma olan kaslarda hareketle birlikte bu kasılmalarda rahatlama sağlayabilir. Mutlaka başka rehabilitasyon yöntemleriyle kombine edilmesi gerektiği ve kendi başına bir çözüm sağlayamayacağı unutulmamalıdır. Maliyet yüksekliği nedeniyle tedavide gereksiz maliyet artışları gözden kaçırılmamalıdır.
  • Sanal rehabilitasyon sistemleri: Bu sistemlerde giyilebilir teknolojiler kullanılarak ya da kullanılmadan, gövde hareketlerine duyarlı sensörlerle (algılayıcılarla) hastanın hareketi bilgisayarlı sistemlerde görüntülenebilir. Bilgisayar ekranı başında hasta hedefe yönelik egzersizler yapabilir. Mesela yere konulan ayakların yere ne kadar yük verdiğini ölçebilen aletlerle denge çalışması yapılabilir. Ya da güçsüz olan kaslara takılan algılayıcılarla o kasların ekran karşısında hastanın görüntülü ve sesli uyarı alarak çalışması sağlabailir. Bu sistemler hastanın daha eğlenceli bir şekilde sıkılmadan rehabilitasyon uyumunu arttırabilir. Yürüme bandına bağlı sanal rehabilitasyon sistemleri ile, yürüme bandı üzerine yansıtılan ayak şekilleri ile nereye hangi hızda basması gerektiği hastaya öğretilebilir. Bu sistemlerle yapılan üst üste 1-2 ay boyunca tekrar edilen egzersizler koordineli birbiriyle bağlantılı hareketlerin yapılmasını öğrenmeyi, dengenin iyileşmesini sağlar.
  • Pilates- Tai-chi: Bu egzersiz yöntemleriyle hastaların düzenli egzersizler yapmaları, karın ve gövde kaslarının güçlenerek dengenin daha iyi olmasını sağlayabilir. Aynı zamanda gergin ve kısa kalmış, kasılması çok olan kasların kasılmasının azalmasını ve kasların esnekliğinin artmasını sağlayabilir. Bu egzersizler başlangıç aşamasında, günlük yaşamında tam bağımsız olan hastaların yapması için son derece uygundur. Tabii yürüme bandı ya da bisiklet gibi kalp-akciğer kapasitesini arttıracak ve koordinasyonu arttıracak egzersilerin de eklenmesi hastanın günlük yaşamında bağımsızlığının sağlanmasında uzun süreli iyilik hali sağlayacaktır.

 

  • Yardımcı cihazlar- uygun ev ortamı: Hastaların bazen dıştan takılan giyilebilir cihazlar kullanması gerekebilir. Bunun gerekliliğine hekim tarafından doğru zamanda karar verilmesi gerekir. Bazı durumlarda yürümeye yardımcı baston, walker gibi cihazları hastanın kullanması sağlanmalı ve bu konuda destek verilmesi hareketin kısıtlanmaması için önemlidir. Hastanın yaşadığı evin hayatını en kolay şekilde geçireceği düzende kurulması gerekmektedir. Zeminde ayağının takılmasına neden olacak halı, kilim gibi materyalleri takılıp düşmeye neden olacak eşiklerin ortamdan kaldırılması gerekebilir. Bununla birlikte rahat oturup kalkmak için sandalye, koltuk, yatakların yükseltilmesi gerekli yerlere tutamaç yapılması gibi uygulamalar yapılabilir.
  • Hidroterapi: Bazı hastalara su içi egzersiz programları uygun olabilir. Hangi hastalara hidroterapinin fayda sağlayabileceğinin belirlenmesi fizik tedavi hekimi tarafından yapılır. Havuz terapileri kendi başına uygulandığında iyi sonuçlar vermeyebilir. Hedefe yönelik rehabilitasyon programları ve egzersizlerle kombine edildiğinde hastanın hareketinde hızlanma ve dengede iyileşme sağlayabilir. Hastaların ihtiyaçlarına göre belirlenen su içi egzersiz yöntemleri doğru şekilde hastaya uygulanmalıdır. Haftanın 2-3 günü yapılacak programlar rehabilitasyon programına eklendiğinde iyi sonuçlar alınabilir.
  • Pulmoner rehabilitasyon: Parkinson hastalığında hareket zorluğu ve günlük yürüyüş miktarında azalma nedeniyle hastaların kalp akciğer kapasitesi azalabilir, solunum kas gücü azalabilir. Bu nedenle mutlaka solunum egzersizleri ve kalp dayanıklılığını arttıracak egzersiz programlarının tedaviye eklenmesi gerekmektedir. Bazı durumlarda hastalarda solunum pnomoni gibi solunum yolu hastalıkları geliştiğinde mutlaka pulmoner rehabilitasyon uygulamalarının yapılması hastalığın rahat geçirilmesini sağlar.
  • Titreme tedavisi için rehabilitasyon: Titreme yani tremor Parkinson hastalarında hareketi çok belirgin kısıtlamaz. Titreme daha çok istirahat sırasında ortaya çıkar ve herhangi bir hareket yapılmaya çalışıldığında titreme genellikle durur. Bu nedenle fonkisyonel olarak kısıtlamayabilir. Tedavisinde gevşeme egzersizleri, sanal rehabilitasyon eşliğinde ya da emg biyofeedback dediğimiz cihazlarla yapılan egzersizler faydalı olabilir.
  • Donma: Donma ve benzeri hareket bozuklukları ayrıntılı değerlendirilerek hastaların yürüyüşte yaşadığı durmaları konsantre olarak, çeşitli görsel işitsel uyarılarla aşmaları sağlanmaya çalışılabilir. Rehabilitasyon ptogramları uygulandığı zaman içinde yüz güldürücü sonuçlar verir. Ancak hastanın rehabilitasyon süreci içinde olmadığı zamanlarda öğrendiklerini konsantre olarak uygulayabilmesi çok önemlidir. Uygulayamadığı takdirde dış dünyada uygualamalar başarılı olamayabilir. Bu konunun ilgili fizik tedavi hekimi tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.


Ağustos 24, 2022 Fizik Tedavi0

Omuz ağrısı neden olur?

Omuz ağrısı hangi hastalıklarda olur? Omuz hastalıkları

Omuz ağrısı en sık omuzdaki tendonların ve kasların hasarından ve yırtığından dolayı görülür. Omuz anatomisini oluşturan bir çok kas yapısı vardır. Bu kaslar ani bir zorlanma ve travmayla yırtılabildiği gibi, yıllar içinde kullandıkça da zedelenebilir. Biz günlük yaşamımızdaki aktivitelerle küçük küçük kas yırtıklarına ya da zedelenmelerine neden oluruz ve en son yapılan minik bir zorlanma ile bile yırtıklar oluşabilir. En çok omuz ağrısına neden olan hastalıklar:

  • Subakromial impingement (sıkışma) sendromu: Akromion omuz ekleminde bulunan kemik çıkıntılardan birisidir ve altından supraspinatus dediğimiz kas geçer. Bu kas omuzumuzu dışa çeviren ve yukarı kaldıran kaslardan birisidir. Akromion dediğimiz kemiğin şekline göre, kemiğin altında sıkışabilir. Akromionun şekli herkesin vücut yapısına göre farklı farklı olabilir. Akromion çengel şeklinde bir çıkıtıdır ve çengelin açısı ne kadar dar olursa, kas o kadar çok sıkışmaya yani travmaya maruz kalır. Zaman içinde sıkışma ile birlikte ağrı ortaya çıkabilir. Ağrı ile birlikte kasın tendonunda sadece zedelenme ya da yırtık görülebilir. Tam yırtık gelişmesine kadar klinik ilerleyebilir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgiyi subakromial sıkışma sendromu için yazdığımız diğer bölümde bulabilirsiniz.
  • Kas ve tendon yırtıkları: Omuz ekleminin çevresinde bir çok kas yapı bulunur. Bu kasların kemiğe tutunduğu bölgeye tendon denilmektedir. Kasların kemiğe yapıştığı bölgedeki tendon yapılarında zorlanmalarla yırtıklar oluşabilir. Yırtıkla birlikte eklem içinde ve çevresinde ödem yani olmaması gereken bir sıvının birikimi de görülebilir. Eğer omuz eklemini içe çeviren kas yırtıldıysa elinizi belinize ve sırtınızın arka kısmına götürmeye çalıştığınızda ileri derecede ağrı olur. Omuz ekleminizi dışa çeviren ya da yukarı kaldıran kaslardan birinde yırtık olduysa kolunuzu yukarı kaldırdığınızda ağrı gelişir. Gece ağrısı çok belirgin olur. Hastaların gece omuzun üstüne yatmakla ağrısı olur, gündüz hareket ettirdiklerinde ağrıları nedeniyle hareket kısıtlılığı ve ağrıları ortaya çıkabilir. Eğer bu durum tedavi edilmezse donuk omuz (adeziv kapsülit) dediğimiz omuz eklem hareketinin kısıtlandığı ve günlük yaşamın son derece kısıtlandığı bir durum ortaya çıkabilir.
  • Donuk Omuz (Adeziv Kapsülit): Omuzda herhangi bir nedenle ağrı geliştiğinde, hasta omuz ağrısı olmayacak şekilde omuz eklemini hareket ettirmeyebilir. Hem hastanın bu davranış şekli hem de asıl olarak hastaların bazılarının genetik yapısındaki yatkınlık nedeniyle omuz eklemi çevresi kas ve bağ dokularda yapışıklık gelişebilir. Bu durum en çok kas ve tendon yırtıkları, bursit gibi durumlardan sonra olabilir. Omuz eklemi kısıtlanır, hasta kolunu kaldıramaz açamaz, yumuşak doku yapışıklığı ilerleyip donuk omuza dönüştüğünde doktor da zorladığında omuz eklemini açamaz. Bu hastaların acil fizik tedavi görmesi gerekir, fizik tedavi ile omuz hareketinin açılması gerekir. Yoksa kalıcı kısıtlılıklara neden olabilir.
  • Bursit: Omuz ekleminin hatta bir çok eklemin çevresinde burs dediğimiz yastık şeklinde destek yapılar vardır. Bu yapılar kemik ve yumuşak dokular arasına girerek yumuşak dokuları korur. Bazı durumlarda, zorlanmalar, travmalar, tendon yırtıkları, kas yırtıkları durumunda burs dediğimiz yapılarda iltihap olur. Bu iltihap içinde mikrop olmaz antibiyotik tedavisi gerekmez. Burs içinde olmaması gereken bir sıvı birikimi olur. Bu sıvı birikimi eklem kapsülünü gererek ağrıya ve belirgin hareket kısıtlılığına neden olabilir.
  • Omuz çıkıkları (subluksasyon) : Bazı kişilerde kapsül içi ve çevresi yapılarda genetik olarak bir güçsüzlük olabilir, ya da hipermobilite sendromu dediğimiz aşırı gevşek bir kas ve bağ dokusuna sahip olunabilir. Bu durumda omuz ekleminde küçük bir tarvmayla çıkıklar ortaya çıkabilir. Bu durumda ilk çıkmadan sonra hastaya uygun bir güçlendirme programı ve fizik tedavi yapıldığında hastanın omuzu yeniden çıkmayabilir. İkinci kez omuz çıkığı olduğunda genellikle operasyon önerilir. O durumda da operasyon sonrası yoğun bir fizik tedavi süreci uygulanmalıdır.
  • Omuzda kireçlenme- osteoartrit: İleri yaşla birlikte omuz eklemi yapılarında kemiklerde ve kas tendonlarda bozulmalar ortaya çıkabilir. Osteoartrit yani kireçlenme durumunda omuz çevresi kemiklerde minik kemik çıkıntılar oluşabilir. Bu çıkıntılara osteofit denilir. Bu çıkıntılar ağrıya eklem aralığında darlığa neden olabilirler. Genellikle omuzda osteoartrit olduğunda birlikte kas ve tendon yırtıkları, bursit gibi durumlar, eklem için de burs içinde ödem gibi sorunlar eşlik edebilir. Bu durumların doğru enjeksiyonlar ve fizik tedavi ile tedavisi mümkün olabilir. İleri olgularda protez düşünülmesi gerekebilir.
  • Romatizmalarda omuz eklemi tutulumu: Romatoid artrit, spondiloartropati ve bazı konnektif doku hastalıklarında, sedef romatizması, gut hastalığında, psödogut hastalığında omuz eklemi ileri derecede bozulabilir, aşırı miktarlarda kapsülü geren ödem birikimleri olabilir. Bu durum akut olarak da karşımıza çıkabilir. Aniden karşımıza çıkan omuzda aşırı derecede ağrı gibi durumlarda mutlaka kan kontrolü de yapılarak tanı konulabilir. Tabii başka eklemlerde romatizma hikayesi varlığı, aile hikayesi gibi durumlar da belirleyicidir.

Omuz ağrısı belirtileri olan hastada omuz ağrısı hastalığına nasıl tanı konulur? Omuz ağrısı mı boyun ağrısı mı? Omuz tendon-kas yırtığı mı, boyun fıtığı mı?

Omuz ağrısı ile başvuran hastanın öncelikle ayrıntılı olarak hikayesi dinlenir. Hikayede omuz ve dirsek arasında lokalize ve omuz hareketleri ile olan ağrı, omuz hareketlerinde kısıtlılık gibi durumlar omuz eklemi ile ilgili bir ağrıyı düşündürür. Bunla birlikte boyun hareketleriyle ağrının olması durumu boyunda olan bir bozukluğa bağlı omuza yayılan ağrı olduğu anlamına gelebilir. Hastaların ağrısı genellikle gece daha fazla olur. Omuz eklemi üzerine yatmakla gece hasta uyuyamaz. Gündüz eklemi hareket ettirmedikçe ağrı olmayabilir. Ancak eklem hareket ettirildiğinde ağrı olabilir ve zamanla hasta ağrısı olmaması için omuz eklemini hareket ettirmedikçe omuz eklem hareketinde kısıtlılık ortaya çıkabilir.

Fizik muayene ve hikayeden sonra omuz ağrısı nedenini kesin olarak anlamak için manyetik rezonans görüntülemesi (MR) gerekebilir. Ultrasonografi ile de omuz eklemi çevresi yapılarda yırtık, ödem gibi durumlar, bursit değerlendirilebilir. Direk radyografi çekildiğinde sadece kemik yapılar görülür. Kasta, tendonda olan yırtıklar, eklem içindeki ödem, bursa içindeki sıvı- ödem gibi durumlar direk radyografi ile görülemez. Bu tetkiklerin hiçbirisine doktor gerek görmeyebilir. Tedavi planı yapılarak, tedaviye yeterli cevap alınamazsa ileri tetkik yapılabilir.

Subakromial sıkışma- impingement tedavisi nasıl yapılır?

Hastanın omuz ağrısının nedeni subakromial sıkışma ise, akromion dediğimiz kemik çıkıntının altında supraspinatus kasının tendonu sıkışıyor demektir. Bu kas kolumuzu dışarı çevirmeye yardımcı olur. Tendonda yırtık olduğunda tendon çevresinde ödem ve bursit de eşlik edebilir. Fizik tedavi doktorunun bazı durumlarda MR istemesi gerekebilir, ya da ultrason ile de tanı konulabilir. Bazı durumlarda hiçbir tetkik yapmadan tedavi sürecine fizik muayene ile karar verilebilir.

  • İlaç tedavisi: Ağrı çok yeni başladıysa ve omuzda hareket kısıtlılığı yoksa ağızdan ilaç tedavisi ve birlikte omuz hareketlerinin kısıtlanması yapılabilir. Hastaya bazı hareketler öğretilir, günlük hayatında dikkat edecekleri anlatılır. İlaç tedavisini 15 gün kadar kullandıktan sonra kontrole çağırılır.
  • Omuz eklemi içi kortikosteroid enjeksiyonu: Bazı hastalarda acil ağrı için çözüm gerektiğinde çok fazla ağrı olduğunda, hareket kısıtlılığı yeni başladığında engel olmak için kortikosteroid- kortizon enjeksiyonu eklem içine yapılabilir. Bu enjeksiyonu ultrason eşliğinde uygularız ve böylece hata yapılma olasılığı azaltıp, tedavi başarısını arttırırz. Bu enjeksiyon bir kez yapıldığında ve doğru şekilde yapıldığında yan etki ortaya çıkma olasılığı çok azdır. Uygulama sırasında ağrı olması anestezik enjeksiyon yapıldığı için beklenmez.
  • Fizik tedavi ve rehabilitasyon- Manuel terapi: Hastaya ağızdan ilaç tedavisi uygulanmış ve cevap alınamamış, eklem hareketinde kısıtlılık olmaya başlamış, gece ağrısı nedeniyle uykusuzluk çekiliyorsa fizik tedavi başlanabilir. Fizik tedavide bazı ağrı kesici ve ödem çözücü elektrik akımları, lazer uygulamaları, ve daha önemlisi hastanın yırtık olmayan diğer omuz, göğüs ve sırt kaslarının kuvvetlenmesine gerilmesine yönelik egzersiz programları yapılabilir. Eklem hareketinde kısıtlılık geliştiyse mutlaka fizyoterapist eklem aralığını açmak için uygun manuel terapi uygulamalarını yapar.
  • Omuz eklemine ozon uygulaması: Subakromial sıkışma sendromunda eklem içine ozon enjeksiyonu uygulaması basit ve yan etkisi olmayan bir uygulamadır. Direk eklem içine uygulamalarda belirgin başarı sağlar. Omuz eklemi içindeki dokuların oksijenlenmesini ve iyileşmesini uyarır. Ağrıda belirgin azalma ve eklem kısıtlılığı varsa açılmasında kolaylık sağlar. Haftada 1 gün şeklinde 3-6 kez yapılabilir. Ağrısın bir uygulamadır. Ultrasonografi eşliğinde yapıldığında doğru bir şekilde yapıldığına emin olunur.
  • Omuz eklemine PRP (Konsantre büyüme- growth faktör) uygulaması: Hastanın kendi kanı alınıp, santrifüj cihazında işlemden geçirildiğinde, kan hücrelerinin iyileştirici etkisi olan kısmı alınabilir. Bu alınan kısım enjeksiyonla ultarosonografi eşliğinde eklem içine ya da subakromial aralığa direk olarak uygulanabilir. Uygulandığı bölgede iyileşmenin hızlanmasını sağlar. Bu işlem 2 ya da 3 kez 2-3 hafta arayla hastanın durumuna göre uygulanır. Yan etkisi olmayan bir işlemdir. Bazen 2-3 gün süren ağrı şikayeti uygulama sonrası görülebilir. Bu durumda hastanın doğru takibi ile hızlı iyileşme sağlanabilir.

Omuz kas-tendon yırtığı tedavisi nasıl yapılır?

Subakromial sıkışma sendromundaki şekilde aynı tedaviler hastanın durumuna göre uygulanır. Hastanın doğru egzersiz programı ile kaslarının güçlenmesi sağlanabilir ve tedavinin kalıcı olması hedeflenir. ‘Subakromial sıkışma sendromu tedavisi asıl yapılır?’ kısmına bakabilirsiniz.

Donuk omuz- adeziv kapsülit tedavisi nasıl yapılır?

Donuk omuz ya da adeziv kapsülit, omuz çevresindeki yapıların yapışıklık oluşturarak eklem hareketini kıstlamasıdır. Bu durumda hasta kendisi kolunu kaldıramadığı gibi doktor da zorladığında omuz eklemindeki kapalılık nedeniyle kol omuzdan her yöne tam olarak hareket edemez. Donuk omuz kendiliğinden de gelişebilir ya da subakromial sıkışma sendromu ya da kas tendon yırtıkları sonrasında da gelişebilir. Hayat kalitesini çok fazla düşüren ve günlük yaşamı çok kısıtlayan bir durumdur. Hastalığın başında ağrı çok fazla olabilir zamanla ağrı azalıp omuz eklem açıklığında belirgin kısıtlanma görülebilir.

Tedavide kortizon enjeksiyonu, prp, ozon enjeksiyonu gibi omuz içine ultrason eşliğinde yapılan enjeksiyonlar yardımcı olabilir. Bu enjeksiyonlar ağrının azalmasını sağlayabilirse de omuz eklemindeki kısıtlılığın düzelmesi için mutlaka fizyoterapist eşliğinde germe egzersizlerinin yapılması gereklidir. Kısıtlılık gelişen omuzun fizik tedavide kullanılan elektrik akmları, sıcak uygulamalar gibi uygulamalarla gevşemesi sağlanır.

Tedavinin başında yapılan bu uygulamalarla omuz biraz ısınınca peşine fizyoterapist tarafından yapılan omuz çevresi yapıların germesiyle omuz eklemi zaman içinde açılır. Bu tedavilerin hastanın durumuna göre 20 belki de 30 seans sürmesi gerekebilir. Her bir seans 1 saat kadar zaman alır. Bazen daha uzun da sürebilir.

Yapılan fizik tedaviye eşlik eden haftalık ozon, proloterapi enjeksiyon uygulamaları sürecin kolaylaşmasını, seans sayısının azalmasını sağlayabilir. Tüm bu tedavilerle düzelme olmazsa hastanın ortopedi tarafından cerrahiye alınması gerekebilir. Bu nedenle cerrahi öncesi yapılacak düzgün bir fizik tedavi doğru cerrahi kararının alınabilmesi için son derece önemlidir.

Omuz Operasyonları Sonrası Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon- Ortopedik Rehabilitasyon

  • Hangi durumlarda- hastalıklarda omuz için ortopedik rehabilitasyon ağırlıklı fizik tedavi gereklidir?

Omuzda kas- tendon yırtıkları tam kat yırtık olduğunda hastanın yaşına ve günlük yaşam aktivite düzeyine göre ameliyat edilebilir. Bazı durumlarda tam kat yırtık bile olsa hastanın ameliyat olması gerekmeyebilir. Ameliyat olan hastaların operasyonun şekline göre genellikle 3. Haftadan sonra rehabilitasyona alınmaları gerekir.

Omuz çevresi kırık olan hastaların ameliyat olsalar da olmasalar da ortopedik rehabilitasyon ihtiyaçları olur. Bu hastaların da kırığın kaynama sürecine göre ortopedi ile birlikte rehabilitasyonu planlanır. İleri kireçlenme olan, çok ağrılı ve eklem kısıtlılığı olan hastalara ortopedi tarafından omuz protezi takılabilir. Omuz protezi öncesi ve sonrası fizik tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinin gerekliliği kaçınılmazdır.

Omuzda çıkık olmuşsa ve bu durum 1 kereden fazla olmuşsa genellikle hastaların operasyon ihtiyacı olur. Bu hastaların operasyon öncesi ve sonrası rehabilitasyon planlarının yapılması gerekir. Opere olmadan takip edilen omuz çıkığı olgularında uzun süreli omuz kuşağının güçlendirilmesine dayanan ortopedik rehabilitasyon planı yapılır.

  • Omuz Ortopedik Rehabilitasyonu Ne Şekilde Hangi Yöntemlerle Yapılır?

Rehabilitasyon sürecinde tedavinin en başında genellikle ılık- sıcak uygulamalar, elektrik akımları, lazer tedavileri yapılabilir. Bu tedavinin hemen ardından omuz ekleminde operasyon sonrası gelişen hareket kısıtlılığı açılmaya çalışılmalıdır. Bu işlemi bu konuda deneyimi olan bir fizyoterapist uygular. Kas- tendon yırtığının derecesi, yapılan ameliyat türü, hastanın yaşı, sistemik hastalıklarının durumuna göre yapılan tedaviler değişebilir. Bazen ultrason eşliğinde yapılan bazı enjeksiyon uygulamları gerekebilir ya da ağrının durumuna göre hastaya ağızdan ağrı kesici verilebilir. Hastaların takibinde tedavi sonrasında bazı elektrik akımları ile kas güçlendirme ve soğuk uygulamalar eklenebilir.

Bu tedaviler 20-30 seansa kadar sürebilir. Bazı durumlarda daha da uzun tedaviler gerekebilir. Operasyonla gelişen eklem kısıtlılığı açıldıktan sonra güçlendirme egzersizleri daha yoğun olarak yapılır ve hastanın günlük yaşama kısıtlılık olmadan dönmesi sağlanmaya çalışılır.



Ağustos 24, 2022 Fizik Tedavi0

LENFÖDEM NEDİR? BACAKLARDA ŞİŞLİK- ÖDEMİN NEDENİ NELER OLABİLİR?

Lenfödem meme kanseri ya da karın içi rahim, kolon, prostat kanseri ameliyatları sonrası ortaya çıkabilen bir hastalıktır, komplikasyondur. Meme kanseri sonrası opere olan memenin tarafındaki kolda, karın içi operasyonlarda bacaklarda ortaya çıkabilir. Kanserin yayıldığı lenf nodlarının ve lenf yollarının cerrahi sırasında alınması nedeniyle ortaya çıkar. Bazı kolaylaştırıcı faktörler vardır. Lenf nodlarının alınmasıyla birlikte özellikle sonrasında yapılması gereken radyoterapi ve kemoterapi uygulamaları riski arttırabilir. Cerrahinin genişliği ve kanserin leri evre olması, hastanın yaşı ve ek sistemik hastalıkları öne çıkan risk faktörleridir. Asıl kanser hastalığının tedavisinin düzgün yapılması ve tedavi sonrasında kanserin tekrarlamaması son derece önemlidir. Bu nedenle lenfödemin ortaya çıkması bazı durumlarda kaçınılmaz olabilir. Bu hastalığın sadece cerrahiden önce hasta tarafından bilinmesi ve doğru şekilde takip edilmesi ve yönetilmesi durumun kontrolünde önemlidir.

Lenfödem erken yakalandığında ya da hiç olmadan hastalar takip edildiğinde önlenebilen bir durumdur. Belli bir noktaya geldiğinde tam iyileşmesi bile  bir noktaya kadar gerileyip, ilerlemesi engellenebilir. Bu da son derece önemlidir. Lenfödemin tedavisinin olmadığı doğru bir bilgi değildir. Kesinlikle doğru tedavi yeteri kadar uygulanıp takip doğru yapıldığında yüz güldürücü ve yaşam kalitesini yükselten sonuçlar alınabilir.

Bununla birlikte herhangi başka kalp- böbrek hastalığı, şeker hastalığı, ileri yaşta hareketsizlik nedeniyle bacaklarda ödem ve şişlik olabilir. Bu hasta gruplarının da tedavisi lenfödem rehabilitasyonu ile sağlıklı bir şekilde yapılabilir. Bu durumlarda tedavinin başarısı son derece yüksektir. Bununla birlikte mutlaka ilgili kalp, böbrek hastalığının tedavisinin sorumlu diğer branş hekimi tarafından yapılması ve takip edilmesi gerekir. Lenfödem tedavisi ancak asıl tedavin yanında yapıldığında etkili olabilir.

LENFÖDEM TEDAVİSİ NASIL YAPILIR? NE KADAR SÜRER?

Lenfödem tedavi edilebilen bir hastalıktır. Erken dönemde müdahale edildiğinde durdurulabilir geriletilebilir. İleri dönem üzerinden birkaç yıl geçmişse ve ödem- koldaki bacaktaki şişlik birkaç yıldır varsa belli bir noktaya geriletilip o noktada tutulabilir. Bunun için tedavinin sürekliliği olmalıdır ve iyi takip edilmelidir. Operasyon- cerrahi yapılmadan önce ilgili kol v ebacak bölgeleri değerlendirilirse ve bu takip operasyondan sonra düzenli yapılırsa erken tanı konulabilir ve hiç lenfödem gelişmeden durudurulabilir.  Bu bilinçle hiç gelişmeden önce takibe başlanması ve gelişmeden oluşması ihtimali belirlenirse yaşam boyu sağlıklı bir çözüm bulunabilir.

Tedavide kompleks dekonjestif terapi uygulanmalıdır. Bu tedavi yöntemi tüm dünyada kabul gören ve bilimsel etkinliği kanıtlanmış tek tedavi yöntemidir. İleri olgularda- hastalarda cerrahi yöntemler denenebilir. Sınırlı sayıda hastada etkili olabildikleri gösterilmiştir.

Kompleks dekonjestif terapi birkaç bölümden oluşur. Öncelikle bazı hastalarda pnomotik kompresyon cihazı uygulaması yapılır. Tedavinin asıl kısmı manuel lenfatik drenaj deniler masaj yöntemidir. Bu masaj normal kas ağrısı için uygulanan masaj yöntemiden çok farklıdır. Lenfatik damar yolu dediğimiz sistemin yolun yönüne ögre vücut bölgelerinde belli bir sıra ile yapılır. Amaç lenfatik sıvı akımının yolunu açmaktır. Öndeki tıkanıklık açıldıkça lenfatik sıvının damar yoluna akması sağlanabilir. Lenfatik sıvı dokular arasına akan ama akmaması gereken bir sıvı içeriğidir. İçinde daha büyük molaeküller protein içerikleri bulunur. Yüzeyel bir akım gösterir. Bu akımın sağnaması için doğru yönelerde doğru basınç uygulanarak masaj yapılmalıdır. Bu masaj yapıldıktan sonra hastaya çok tabakalı bandajlama yapılır. Bu bandajlama yönetminde özel kendine. Basıncı- gücü olan bandajlar uygulanır. Uygulanan kol ya da bacağın uç kısımlarında yani elde ve ayakta basınç- sıkılık daha fazla uygulanırken yukarı çıkıldıkça basınç azaltılır. Böylece bandajın uygulanması sonucu elden- ayaktan yani kol ve bacakların uç kısımlarından yukarı doğru istenmeyen dokular içine sızmış lenfatik sıvının itilerek gönderilmesi sağlanır. Bu bandaj uygulaması ile birlikte bazı egzersizler yaptırılır. Hasta kendisi de öğrenip bandajla egzersiz yapabilir. Bandaj sarıldıktan sonra 21-22 saat kadar durur. Hasta 21-22 saat sonra bandajları kendisi çözer, egerkli hijyen koşullarıyla temizlenir, bandajlarını yeniden sarılmak üzere hazılar ve yeniden tedaviye gelir.  Bu her gün aynı şekilde devam eder.  Toplam en az 20 seans yapılmalıdır bu süre 30 seansa uzayabilir. 20- 30 gün haftanın 5 ya da 6 günü olarak uygulanır. Her bir tedavi seansı 1-1.5 saat kadar sürer.

Çok tabakalı bandajlama için özel bandajlar temin edilmelidir. Bu bandajlar hastanın kendisine ait olr ve birkaç kez uygulanabilir. Bazı bandajlama ürünleri birkaç seanstan sonra deforme olabilir bozulabilir. Bu durumda yeni malzemelerle doğru şekilde tedaviye devam edilmelidir. Hasta bu konularad en baştan bilgilendirilir ve bandajların temini sağlanır. Bandajların bozulmaması için olan doğru temizlik ve bakım şekli hastaya öğretilir.

Bandajlama ve tedavi bittikten sonra hasta yakınlarına bandajlama öğretilerek 1 ay daha evde devam edilebilir. Aynı şekilde hastaya kendi kendine masaj yapması ve bunun doğru yöntemi öğretilir. Masaj ve bandaja hasta evde kendisi de bir süre devam edebilir. Hastanın kendisine ev tipi pnomotik kompresyon cihazı alması sağlanabilir. Tüm bu uygulamalar tedavi sonucunun daha uzun ve etkili olmasını sağlayabilir.

LENFÖDEM TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA DİKKAT EDİLECEK DURUMLAR NELERDİR?

Hastanın bu süreçte ve sonrasında, hayat boyu bazı dikkat etmesi gereken konular vardır. Hastanın hangi bölgeden tedavi oluyorsa o bölgenin temizliğine, enfeksiyon almamasına dikkat etmesi gerekir. Herhangi bir nedenle açık yara oluşursa ( kesilme, delinme, ayakkabı vurması… gibi) hızlı midahale edilmelidir. Hastanın doğru şekilde o alanı temizlemesi, antibiyotikli krem tedavisine başlaması, gerekirse doktoruyla konuşarak antibiyotik tedavilerine ağızdan ya da serumla başlaması gerekir. Aşırı travmatik, zorlayıcı durumlardan kaçınılmalıdır. Kol ya da bacak ilgili bölgeden kan alınması, kan şekeri bakılması gibi farklı durumlara dikkat edilmelidir. Hastanın kendi öz bakımını disiplinli bir şekilde uygulamaya hayat boyu devam etmesi gerekir.

Hastanın lenfödem olan vücut bölgesinde lenf sıvısının aktığı açık yaralar gelişebilir. Bu durumda lenfatik dekonjestif kompleks terapi ile birlikte doğru yara bakımının ve gereken yara örtülerinin kullanılması gerekir.

LENFÖDEM TEDAVİSİNİN FİYATI NEDİR?

Lenfödem tedavisini bu konuda eğitimli ve deneyimli bir kişinin uygulaması gerekir. En az 20 seans süreyle haftanın 5-6 günü uygulanır. 30 seansa kadar uzatılabilir. Seans süresine, hastanın lenfödeminin everelemesine göre tedavi süresi ve kullanılan malzemenin miktarı değişebilir. Tüm bu durumlar tedavi fiyatlandırmasında etkilidir.

LENFÖDEM TEDAVİSİNDE ALTERNATİF BAŞKA YÖNTEMLER NELERDİR?

Lenfödemin derecesine göre lenfatik akımın hızını uyarmak için LAZER uygulamaları yapılabilir. Bununla birlikte bandajlamaya uygun olmayan ya da bandajlama ile günlük yaşamını sürdüremeyen hastalara kinezio bantlama yapılabilir. Kinezio bantlama bütün olarak kolun ve bacağın sarılmadığı, lenfatik akımı uyarabilen bir flaster- bant yapıştırma yöntemidir. Hasta bu bantlar ile normal yaşamına hiç kısıtlanmadan devam edebilir. Bandajlama yerine tedavi sonrasında da güvenle kullanılabilecek hazı üretim circaid denilen kolluk ya da ayak bacak kısmına takılan korseler bulunmaktadır. Kullanımı basınç giysisine göre çok daha kolay ve daha etkili bir yöntemdir. Hastaların bu konulardaki eğitimleri de verilerek kendi seçimlerini tıbbi iyileşmeyi sağlayacak şekilde sağlanmalıdır.

LENFÖDEM TEDAVİSİ BAŞKA HANGİ DURUMLARDA KULLANILABİLİR? LİPÖDEM TEDAVİSİ NEDİR? BACAKTA ŞİŞLİK- ÖDEM- VARİS- DAMAR YETMEZLİĞİ TEDAVİSİ NASIL YAPILABİLİR?

Lipödem dediğimiz daha çok bacaklarda kilo ile ilişkili gelişen bir hastalık bulunmaktadır. Bu hastalıkta bacakta ileri bir ödem görülürken ayak üstünde çok fazla görülmez. Bu hastalığın tedavisi de lenfödem terapisi ile yapılır ancak hastanın ciddi bir diyet programına girerek kilo vermesi, yağ dokunun azalması sağlanmazsa çok etkili bir tedavi yöntemiş değildi. Tek tedavi yöntemi bu olduğu için uygulanması tıbbi olarak son derece doğrudur.

Herhangi bir nedenle bacaklarında ödem ve şişlik olan hastalarda lenfödem terapisi son derece etkilidir. Hatta lenfödem hastası olan kişilere etkisinden çok daha fazla etkilidir. Bu hastaların şeker hastalığı, tansiyon, kalp hastalıkları, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, hareketsizlik, kanserlere bağlı durumlarda bacaklarında şişlik ödem gelişmiş olabilir. Hatta ayakkabı giyemeyecek duruma gelinebilir, yaralar açılabilir. Bu durumların hepsinin tedavisinde kompleks dekonjestif kenfödem tedavisi son derece etkildir. Bu tedavilerin devamlılığı ve sonrasında iyi bir varis çorabı ya da basınç giysisi denilen lenfödem tedavisi çorapları ile desteklenmesi gerekebilir.


f8b051af-3f16-418b-863e-41f952553ba3.jpg

Aralık 1, 2021 Fizik Tedavi0

Diz ağrısı neden olur? Diz ağrısı nedenleri nelerdir?

Diz ağrısı bir çok nedenle olabilir. Hastanın yaşına, kilosuna, boyuna, günlük hayatta yaptıklarına, travma hikayesi olup olmamasına göre nedenler değişir. Genç ve aktif sporla uğraşan birinde daha farklı, ileri yaşta olan birinde daha farklı nedenleri vardır. Fizik muayene yaptığımızda ve öyküyü ayrıntılı aldığımızda nedenin ne olduğunu büyük oranda tahmin edebilir. Bununla birlikte gerektiği zaman direk grafi ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) isteyerek tanıyı kesinleştiririz. Ultrasonografi ile dış yapılardaki sorunları, dizde olmaması gereken ödem, kist ya da bursit gibi nedenlerin büyük kısmını görebiliri. Ancak dizin içinde olan sorunları manyetik rezonans görüntüleme ile görebiliriz.

 

MÜkemmel
70 değerlendirmeye göre.
Emine avcı kurugül
Emine avcı kurugül
Harika iletişimi,samimi ve çözüm odaklı yaklaşımı ve mükemmel hekimliğiyle Dr.Sibel hanım Ankara için bir kayıp ama ben İzmir’de ailemi ona emanet edebildiğim için mutluyum.Yolu açık olsun.
Ece Tansel
Ece Tansel
Yıllar boyunca onlarca doktora gittim, hepsine aynı şikayetle başvurdum ama her seferinde düzgün bir tanı koyamadan beni eve gönderdiler. Sibel hanım ilk görüşmemizde şüphelendiği bir hastalıktan bahsetti ve bunu araştırmamız gerektiğini söyledi ve sonucunda hastalığın tanısı kondu ve doğru tedavime 5-6 yıl sonra kavuşmuş oldum şu an onun sayesinde hayat kalitem arttı.İnanılmaz araştırmacı, işini gerçekten severek yapan, nerede olursam olayım bir mesajla her sorunuma çözüm bulmaya çalışan mükemmel bir doktor.
Cevdet ZÜNGÜN
Cevdet ZÜNGÜN
Yaklaşık 5 sene önce “omuz manşetindeki Rotator Kaf Sendromu, çoğunlukla çekme, kaldırma hareketleri veya omuz üzerine ciddi düşüşlerin bir sonucu olarak oluşur” şeklinde koyduğu teşhis ve devam eden rehabilitasyon dönemi süresinde göstermiş olduğu ilgi ile sağ elimle saçımı bile tarayamazken, kolum yeniden hayat buldu. Yeni muayenehanesinde de başarılarının artarak devamını dilerim.
Havva Yüksel
Havva Yüksel
Şiddetli sırt ağrım için Sibel Hanıma bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim. Doktor hanım beni uzun uzun dinleri sorular sordu. Sonrasında muayene etti ve ağrının sırtıma boynumdan geldiğini anlattı, kolumdaki güçsüzlüğü tespit etti ve gösterdi. Boyun MRı çektirdi iğneler yaptı. Ağrılarım hala devam ediyor ama çok azaldı. Fizik tedaviye gidiyorum. Son derece temiz ve ferah bir yer.Teşekkür ederim.
sinan KIĞILCIM
sinan KIĞILCIM
Sibel Kibar Hoca’ya 87 yaşındaki babamın geçirdiği kalça protezi operasyonu sonrası fizik tedavi için başvurduk. Nazik yaklaşımı, özenli muayenesi, tedavi sürecindeki yakın ilgisi, yerinde ve doğru yönlendirmeleriyle babam sağlığına kavuştu. Kendisine ailece minnettarız, sonsuz teşekkür ediyor, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olan herkese güvenle tavsiye ediyoruz.
Damla Senturk
Damla Senturk
Çok sert ayak bileği burkulması sonucu bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim ve iyi ki de gitmişim. Sibel Hanım gerçekten soyadı gibi çok kibar bir hanımefendi. Bilgisiyle bakış açısıyla motivasyon arttırıcı davranışlarıyla kendinizi ilk dakikadan itibaren iyi hissetmenizi sağlıyor. Fizyoterapist Cem Bey gerçekten işini çok iyi yapan pozitif bir insan. Asla motivasyonunuzun düşmesine izin vermiyor. İlk gittiğimde seans ile son seansım arasında o kadar büyük fark var ki iyi ki tercih etmişim. Umarım zaman geçtikçe bileğimi daha iyi hissedeceğim. Herşey için çok teşekkür
m.reza goçi
m.reza goçi
Sibel hocama arkadaşımın tavsiyesi üzerine gittim. Kendisi son derece ilgili ve farklı bakış açıları geliştirebilen bir doktor. Kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Omuzumda tendok kompasi vardı, 3 seans enjeksiyon ile tamamen iyileşti. Enjeksiyonları ultrasonla özenle yapıyor, kendinizi çok güvende hissediyorsunuz. diz ağrısı çeken ablamı da götürdüm. Hocam dizine uyguladığı enjeksiyonla diz ağrıları rahat etti. Ağrısı olan herkese tavsiye ederim. Sibel hocama ve güler yüzlü ekibine çok teşekkür eder çalışmalarında başarılar dilerim.
Nesrin Özelçi
Nesrin Özelçi
Sibel hanım çok ilgili ve güleryüzlü bir Dr..Elim ve dizlerimdeki ağrılar için kendisine başvurmuştum.Çok faydasını gördüm.Sibel hanıma teşekkür ediyorum .
emel ünsal
emel ünsal
Sibel Hanıma annemin sağ omuz ağrısı için başvurduk. Kendisini internetten araştırarak bulduk. Yorumlarda yazdığı gibi çok kibar ve çok ilgili bir bayan. Son derece bilgili bir doktor. MR larımıza yeniden baktı ayrıntılı bir muayene yaptı. Daha önce annemin omuzuna enjeksiyon yapılmıştı ama sonrasında çok ağrısı olmuştu ve iyi olmamıştı. Sibel Hanım hareketimizin kısıtlanmış olduğunu ve tedavinin hızlı bitmesi için enjeksiyonun tekrarlanması gerektiğini söyledi. Bu sefer enjeksiyonu kendisi ultrasonla bakarak yaptı. Yaptığı günden 1 gün sonra omuz hareketi belirgin açıldı ağrısı azaldı. Sonrasında da fizik tedaviye başladık. Çok teşekkür ederiz hızlı çözümleriniz ve güzel yüzünüz için.

 

İleri yaşta en sık karşımıza çıkan sorun osteoartrittir. Osteoartrit yani toplumda kireçlenme olarak bilinen hastalık tüm dünyada en yaygın görülen romatizmal hastalıktır. Osteoartrit- kireçlenme bir çok yük taşıyan eklemi aynı anda tutabilir. Diz, kalça, omurgalar, ellerde, baş parmak köklerinde görülebilir. Hastanın tüm eklemleri ayrıntılı olarak değerlendirilebilir. Osteoartrit olan ileri yaşta birinde MRG çekildiğinde menisküs yırtıklarının da eşlik etmesi olasıdır. Hastanın durumuna göre tedavi kararı alınır.

Travma, düşme, kaza hikayesi olan hastalarda düşmenin şekline ve zarar gören diz kısmına göre ağrı nedenleri değişebilir. Bu durumda genellikle hem direk grafi hem de MRG istemek gerekebilir. Ultrasonla değerlendirilerek dizin içinde olan ödem- aşırı sıvı, ya da kan toplanması- hematom dediğimiz durum görülebilir. Bu durumlarda hastanın dizinin ultrason eşliğinde enjeksiyon ile boşaltılması sorunun hızlı çözümüne yardımcı olabilir. Peşine yapılan ilaç tedavileri, fizik tedavi ve egzersizler ile hasta takip edilebilir.

Menisküs yırtıklarının neden olduğu diz ağrıları tanısı konulduğunda hastanın yaşıan göre tedavi kararı alınır. Menisküs yırtığının derecesi MRG ile anlaşılabilir. Bazı ileri menisküslerin opere edilmesi gerekebilir. Bazı durumlarda sadece PRP, hiyaluronik asit enjeksiyonları ya da eklem içine yapılan kortizıon enjeksiyonları yeterli olabilir. Her ne tedavi yapılırsa yapılsın mutlaka peşine egzersizlerle güçlendirme yapılması gerekir. Bu konuda hasta doğru şekilde yönlendirilmelidir.

Bursit, kist özellikle diz arkasında olan Baker kistleri ultrason eşliğinde enjeksiyonlarla boşaltılabilir, kortizon uygulamaları yapılabilir. Bu tedaviler hastanın durumuna, yaşına, günlük ativitesine göre karar verilir.

Ön diz ağrısı olan hastalarda özellikle yaşın daha genç olduğu grupta patellafemoral sendrom görülebilir. Bu hastaların da ağrının derecesine, hastanın aktivitesine göre egzersiz, fizik tedavi ve uygun enjeksiyonlarla tedavi planı yapılır.

Bağ yırtıkları (ön çapraz bağ yırtığı, arka çapraz bağ yırtığı, yan bağlarda yırtık, patellafemoral bağdayırtık zedelenme gibi), bağlarda gerilemeler olabilir. Hangi bağın hasta olduğuna göre ağrının yeri ve şiddeti değişiklik gösterir. Bağ patalojileri de genellikle fizik muayenedeki testler ve MRI ile tespit edilir. Yırtığın ve zorlanmanın derecesine göre operasyon gerekmiyorsa, hastaya çeşitli enjeksiyonlar, fizik tedavi ve doğru egzersiz planları yapılarak takip edilir.

Diz ağrısı tedavisi nedir?

Diz ağrısı ile başvuran hastayı ayrıntılı olarak değelendirip hastanın hikayesi alındıktan sonra fizik muayene yapılır. Hikayede hastanın travma, kaza, düşme hikayesi olup olmadığı, önceki cerrahi, operasyon hikayeleri araştırılır. Ağrının akut ya da kronik olmasına göre, yaşına göre olası tanıları belirlenir. Direk grafi, gerekirse çekilen manyetik rezonans görüntüleme yani MR ile tanısı kesinleştirilir. Yapılan ultrasonografi ile dış dokulardaki sorunlar, varsa ödem, olmaması gereken diz içindeki ve çevresindeki sıvı ve kanama yani hematom tespit edilir. Hastanın tedavisi tanıya ve hastanın yaşına, hastanın günlük yaşamındaki beklentisine göre karar verilir.

Tedavi seçenekleri:

Fizik tedavi ve rehabilitasyon:

Diz ağrısının, varsa diz içinde olmaması gereken ödemin hızlı gerilemesinin sağlanması için fizik tedavi uygulamaları son derece etkili ve zararsız, yan etkisi olmayan tedavi yöntemleridir. Elektrik akımları, sıcak, soğuk uygulamalar, lazer uygulamaları iyileşmenin hızlanmasını sağlar.

Egzersiz uygulamaları:

Hastanın ağrısının biraz azalması ile birlikte doğru egzersiz planının yapılması tedavinin tam olması için son derece önemlidir. Diz çevresi kasların güçlenmesi ile birlikte diz içindeki dejenere olmuş bozulmuş eklem kıkırdağı, menisküsler gibi yapıların üstüne binen yüklerin azalması sağlanır ve bu da iyileşmenin kolaylaşmasını sağlar. Doğru egzersiz programlarıyla hastanın kiloluysa kilo vermesi de sağlanarak iyileşmenin devamlı hale gelmesi hedeflenir.

Hiyaluronik asit enjeksiyonu (horoz ibiği):

Diz eklem aralığının içinde 2 cc kadar eklem sıvısı normal şartlarda bulunur. Yaşımız ilerledikçe özellikle 45 yaş ve sonrasında diz eklemi içindeki sıvı azalmaya başlar. Sıvının azalması ile eklem içinde sürtünme daha fazla olur. Eklem kırılıp bükülürken içinden çıtırtı sesleri gelebilir. Bu sıvının azalmasını engellemek için eklem içine sıvının yapay olarak üretilmiş şekilleri dizin içerisine enjeksiyonla verilebilir. Ağrısız bir işlemdir. Lokal anestezi yapılarak yapılır. Bazı durumlarda ultrason kullanılması gerekebilir.

PRP (konsantre growth faktör) enjeksiyon uygulaması:

Diz eklemi içinde menisküs yırtıkları, kıkırdak hasarı, bağ zedelenmeleri, osteoartrit (kireçlenme) gibi diz ağrısına neden olan durumlarda PRP enjeksiyonu yapılarak iyileşme sağlanabilir. Bu uygulamada hastanın kendi kanı 20 cc kadar enjektörle alınarak, 10 dk süren bir santrifüj uygulamasından geçirilerek üzerinden iyileştirici hastanın kendi kanından ayrılar iyileştirici hücreler alınır. Bu hücreler kan doğru şekilde işlemden geçerse konsantre growth faktör yanı büyüme iyileşme faktDize eklem içine bu hücreler enjekte edilir. Uygulama ağrılı bir uygulama değildir ve sonrasında 3 gün günlük normal yaşam sürdürülür ancak aşırı aktiviteden kaçınılır. PRP uygulaması en az 2 seans yapılmalıdır, 3 seans olarak da uygulanabilir.

Ozon uygulaması:

Diz ağrısına neden olan hastalıklarda ozon enjeksiyonu yapılabilir. Ozon makinesi ile elde edilen ozon gazı enjektörle direk olarak diz eklemi içine ve eklem çevresine uygulanır. Bu uygulamanın 5-6 seans olarak yapılması gerekir. Haftada 1 gün ya da 2 gün olarak yapılabilir. Birlikte sistemik ozon uygulaması da yapılabilir.

Kortikosteroid enjeksiyonu:

Diz ağrısı yapan hastalıklarda bazı durumlarda ağrı çok fazla olabilir ve eklem içinde ödem birikimleri olabilir. Bu durumlarda hastanın yürümesine engel olan aşırı bir ağrı varsa, hastayı hızlı bir şekilde yürür hale getyirmek için kortizon enjeksiyonu tercih edilebilir. Bu enjeksiyon ağrılı bir işlem değildir. Genellikle 1 kez yapılması yeterlidir. Kortizon enjeksiyonu doğru hastaya,doğru seans sayısında uygulanırsa yan etki görülmez. Yılda 3 kezden kazla aralarında 2 ay olacak şekilde hayat boyu bir ekleme 20 kereye kadar yapılabilir. Bu kurallara dikkat edilmesi ve gerekmediğinde yapılmaması önemlidir.


22757c03-5b6f-4325-9723-09e82bfe6eb8-1200x804.jpg

Aralık 1, 2021 Fizik Tedavi0

Menisküs yırtığı nedir?

Diz eklemi içinde menisküs dediğimiz yük taşıyan c şeklinde iki tane yapı bulunur. Bu yapılar kıkırdağa benzeyen şekil değiştirebilen yapılardır. Menisküslerin görevi diz eklemini oluşturan 4 tane kemiğin arasında destek olarak bulunur. Eklemin rahat bükülmesini ve ekleme binen yüklerin dağılarak kemiklere kıkırdağa zarar vermemesini sağlar. Bu yapılar dizin kaldırmayacağı kadar yüklenmeye neden olan travmalarla yırtılabilir.

 

MÜkemmel
70 değerlendirmeye göre.
Emine avcı kurugül
Emine avcı kurugül
Harika iletişimi,samimi ve çözüm odaklı yaklaşımı ve mükemmel hekimliğiyle Dr.Sibel hanım Ankara için bir kayıp ama ben İzmir’de ailemi ona emanet edebildiğim için mutluyum.Yolu açık olsun.
Ece Tansel
Ece Tansel
Yıllar boyunca onlarca doktora gittim, hepsine aynı şikayetle başvurdum ama her seferinde düzgün bir tanı koyamadan beni eve gönderdiler. Sibel hanım ilk görüşmemizde şüphelendiği bir hastalıktan bahsetti ve bunu araştırmamız gerektiğini söyledi ve sonucunda hastalığın tanısı kondu ve doğru tedavime 5-6 yıl sonra kavuşmuş oldum şu an onun sayesinde hayat kalitem arttı.İnanılmaz araştırmacı, işini gerçekten severek yapan, nerede olursam olayım bir mesajla her sorunuma çözüm bulmaya çalışan mükemmel bir doktor.
Cevdet ZÜNGÜN
Cevdet ZÜNGÜN
Yaklaşık 5 sene önce “omuz manşetindeki Rotator Kaf Sendromu, çoğunlukla çekme, kaldırma hareketleri veya omuz üzerine ciddi düşüşlerin bir sonucu olarak oluşur” şeklinde koyduğu teşhis ve devam eden rehabilitasyon dönemi süresinde göstermiş olduğu ilgi ile sağ elimle saçımı bile tarayamazken, kolum yeniden hayat buldu. Yeni muayenehanesinde de başarılarının artarak devamını dilerim.
Havva Yüksel
Havva Yüksel
Şiddetli sırt ağrım için Sibel Hanıma bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim. Doktor hanım beni uzun uzun dinleri sorular sordu. Sonrasında muayene etti ve ağrının sırtıma boynumdan geldiğini anlattı, kolumdaki güçsüzlüğü tespit etti ve gösterdi. Boyun MRı çektirdi iğneler yaptı. Ağrılarım hala devam ediyor ama çok azaldı. Fizik tedaviye gidiyorum. Son derece temiz ve ferah bir yer.Teşekkür ederim.
sinan KIĞILCIM
sinan KIĞILCIM
Sibel Kibar Hoca’ya 87 yaşındaki babamın geçirdiği kalça protezi operasyonu sonrası fizik tedavi için başvurduk. Nazik yaklaşımı, özenli muayenesi, tedavi sürecindeki yakın ilgisi, yerinde ve doğru yönlendirmeleriyle babam sağlığına kavuştu. Kendisine ailece minnettarız, sonsuz teşekkür ediyor, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olan herkese güvenle tavsiye ediyoruz.
Damla Senturk
Damla Senturk
Çok sert ayak bileği burkulması sonucu bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim ve iyi ki de gitmişim. Sibel Hanım gerçekten soyadı gibi çok kibar bir hanımefendi. Bilgisiyle bakış açısıyla motivasyon arttırıcı davranışlarıyla kendinizi ilk dakikadan itibaren iyi hissetmenizi sağlıyor. Fizyoterapist Cem Bey gerçekten işini çok iyi yapan pozitif bir insan. Asla motivasyonunuzun düşmesine izin vermiyor. İlk gittiğimde seans ile son seansım arasında o kadar büyük fark var ki iyi ki tercih etmişim. Umarım zaman geçtikçe bileğimi daha iyi hissedeceğim. Herşey için çok teşekkür
m.reza goçi
m.reza goçi
Sibel hocama arkadaşımın tavsiyesi üzerine gittim. Kendisi son derece ilgili ve farklı bakış açıları geliştirebilen bir doktor. Kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Omuzumda tendok kompasi vardı, 3 seans enjeksiyon ile tamamen iyileşti. Enjeksiyonları ultrasonla özenle yapıyor, kendinizi çok güvende hissediyorsunuz. diz ağrısı çeken ablamı da götürdüm. Hocam dizine uyguladığı enjeksiyonla diz ağrıları rahat etti. Ağrısı olan herkese tavsiye ederim. Sibel hocama ve güler yüzlü ekibine çok teşekkür eder çalışmalarında başarılar dilerim.
Nesrin Özelçi
Nesrin Özelçi
Sibel hanım çok ilgili ve güleryüzlü bir Dr..Elim ve dizlerimdeki ağrılar için kendisine başvurmuştum.Çok faydasını gördüm.Sibel hanıma teşekkür ediyorum .
emel ünsal
emel ünsal
Sibel Hanıma annemin sağ omuz ağrısı için başvurduk. Kendisini internetten araştırarak bulduk. Yorumlarda yazdığı gibi çok kibar ve çok ilgili bir bayan. Son derece bilgili bir doktor. MR larımıza yeniden baktı ayrıntılı bir muayene yaptı. Daha önce annemin omuzuna enjeksiyon yapılmıştı ama sonrasında çok ağrısı olmuştu ve iyi olmamıştı. Sibel Hanım hareketimizin kısıtlanmış olduğunu ve tedavinin hızlı bitmesi için enjeksiyonun tekrarlanması gerektiğini söyledi. Bu sefer enjeksiyonu kendisi ultrasonla bakarak yaptı. Yaptığı günden 1 gün sonra omuz hareketi belirgin açıldı ağrısı azaldı. Sonrasında da fizik tedaviye başladık. Çok teşekkür ederiz hızlı çözümleriniz ve güzel yüzünüz için.

 

Normal yaşamımız içinde günlük aktivitelerimiz sırasında yıllar içinde minik minik yırtıklar zaten gelişebilir ve bunları hissedemeyebiliriz. Yaşımız ilerledikçe bu yırtıklar büyüyebilir. Ya da daha genç yaşta ani düşmeler ve daha büyük travmalarla aniden büyük yırtıklar gelişip eklem içinde ödem, kan birikmesi ( hematom) oluşmasına neden olabilir. Birlikte eklem içinde çapraz bağların ya da yan bağların zedelenmesi de görülebilir.

Menisküs yırtığı tanısı nasıl konulur?

Men,sküs yırtığı varlığı direk grafilerle görülemez. Çektiğimiz filmlerde sadece kemik yapıdaki bozuklukları görürüz. Menisküs kıkırdak benzeri bir doku olduğu için grafi ile görülemez. Menisküs yırtığı manyetik rezonans görüntüleme ile tespit edilebilir. Ultrasonografi ile iç menisküsün küçük bir kısmı görülebilir ama yeterli olmaz. MR çektiğimiz hastanın menisküsünde yırtık var mı,bu yırtık iç menisküste mi dış menisküste mi, büyüklüğü ne kadar, arakaya öne uzanımı var mı bunlartın hepsini görebiliriz. Bununla birlikte diz içinde olmaması gereken bir ödem var mı, bağ yırtığı- zedelenmesi var mı hepsini değerlendirirp ona göre tedavi planı yapabiliri.

Menisküs yırtığı tedavisi nasıl yapılır?

Menisküs yırtığı ileri yaşlarda osteoartrit- kireçlenme olan hastalarda MR çekildiğinde gözlenebilir. Menisküs yırtığı aynı zamanda kireçlenme olan dizde görülen kemik çıkıntıların oluşması (osteofit), kıkırdak hasarı gibi bozukluklarla birlikte ortaya çıkar. Bağ yırtıkları ve zedelenmeleri olabilir. Tüm bu durumlar MR ile tespit edilir. Eklem içinde ödem varsa mr ile onun düzeyi de gözlenebilir. Ultrason ile eklemde sıvı varsa ve çevre bağlarda zedelenme varsa görebiliriz ama menisküs yırtığını göremeyiz. Tedavide:

Fizik tedavi ve rehabilitasyon:

Hastanın ağrısının durumuna, ödemin olup olmamasına göre elektrik akımları, sıcak-soğuk paket uygulamaları ve lazer gibi fizik tedavi uygulamaları yapılabilir. Bu uygulamalar dizin içinde ya da çevresinde olan patalojinin tam yerinin bulunarak o bölgeye yapılmalıdır. Herkese aynı şekilde uygulama yapılırsa tedavi cevabı iyi olmayabilir. Bu nedenle hastanın fizik muayenesi ve MR sonuçları, ya da ultrason ve grafi ile görülen zedelenme bölgelerinin belirlenmesi önemlidir.

PRP (konsantre growth faktör) uygulamaları

PRP hastanın kendi kanının 20 cc kadar alınarak, santrifüj cihazında 10 dakikalım bir işlemden geçirilerek konsantre olarak büyüme (growth) faktörü elde edilen bir uygulamadır. Elde edilen büyüme faktörleri iyileşmeyi sağlar. Direk olarak gerekirse ultrasın eşliğinde diz içine uygulanır. Çok ağrılı bir işlem değildir. En az 2-3 hafta arayla 2 kez yapılmalıdır. Hastanın durumuna göre 3 kez de yapılabilir. Yılda 1 kez yapılabilir. Menisküs yapılarının yenilenmesi için uyarı sağlar.

Kortikosteroid enjeksiyonları

Hastanın menisküs zedelenmesi akut olarak gelişmişse, ya da akut- kronik süreçte eklem ,içinde aşırı bir sıvı birikmesi olduysa, yürümeye engel bir hale geldiyse kortizon uygulaması yapılması uygun olabilir. Eklem içindeki ödem çok fazlaysa kapsülde gerginlik yapabilir, ayak üstüne basıldığında boşluğa kayma hissiyle birlikte hasta yürüyemeyebilir. Bu durumda bu ödemin ultrason eşliğinde boşaltılarak diz içindeki basınç azaltılır ve eklem içine kortikosteroid enjeksiyonu 1 kez yapılarak bu sıvının yeniden toplanmasına engel olunabilir. Kotikosteroid uygulamaları doğru hasta seçildiğinde ve gerektiği zamanda yapıldığında toplumda bilinen yan etkiler oluşmaz. Hastanın doğru seçilmesi ve doğru takip edilmesi gerekir.

Hiyaluronik asit (horoz ibiği- eklem sıvısı) uygulamaları

Menisküs yırtığı olan hastalarda eklem içindeki sıvı da belli oranlarda azalmış olabilir. Hiyaluronik asit eklem sıvısının yapay olarak oluşturulmuş şeklidir. Bu sıvı eklem içine verilerek eklem içindeki oluşmuş sürtünmenin azalması sağlanabilir. Eklem içindeki yapıların daha rahat hareket etmesi sağlanabilir. Bu uygulama seçilen ilaca göre ayda 2 haftada 1 olacak şekilde 3 kez yapılabilir ya da sadece 1 kez yapılabilir. Yılda 1 kez yapılabilir.

Ozon uygulaması

Menisküs yırtığı gelişmiş eklemde iyileşmenin uyarılması için ozon uygulaması yapılabilir. Ozon O3 olan bir gazdır. Ozon makinesinde işlemden geçirilerek uygulanacak hale getirilir. Diz eklemi içine direk olarak, gerektiğinde ultrason eşliğinde enjeksiyonla verilerek tedavi yapılır. Bu işlemin 5-6 seans olarak uygulanması gerekir ve haftanın 2 günü ya da haftanın 1 günü olarak planlanabilir. Birlikte sistemik ozon uygulaması da yapılabilir.

Egzersiz uygulamaları

Menisküs yırtığı ne şekilde tedavi edilirse edilsin mutlaka hastanın doğru şekilde egzersiz yapması gerekir. Egzersiz yapılarak çevredeki kas dokular güçlendirilirse eklem içine binen yük azaltılır. Menisküs diz içinde kıkırdağa benzeyen c şeklinde 2 tane yapıdır. Bu yapılar dize binen yüklerin yayılmasını ve azalmasını sağlarlar. Egzersiz yapıldığında diz çevresindeki kas dokuları güçlenirse menisküslere binen yük azalır. Böylece iyileşme daha kolay olmuş olur. Eğer menisküse bağlı ağrısı geçmiş ve diğer tedaviler ile iyileşme sağlanmışsa, bu durumda da egzersiz yapılarak iyileşmenin devamlı hale getirilmesi gerekmektedir.


1add10e1-d153-4ce5-9691-535d17880d0f.jpg

Aralık 1, 2021 Fizik Tedavi0

Ağrı tedavisi (Algolojik tedavi ) nedir?

Herhangi bir kas iskelet sistemi sorununa bağlı ortaya çıkmış ağrı, hareket kısıtlılığı gibi durumların ortadan hızlıca kaldırılabilmesi için uygulanan enjeksiyon yöntemlerinin geneline ağrı tedavisi (algolojik tedavi) denir. Bu tedaviler bir çok yöntemle olabilir. Eklem içine, kas içine, tendon çevresine, sinir çevresine enjeksiyonlar yapılabilir. Bu enjeksiyonların hangisinin uygun olduğu hastanın ayrıntılı değerlendirilmesi ve hastanın asıl ihtiyacının belirlenmesi ile olur. Bu enjeksiyonlar yapılırken bazı durumlarda, özellikle derin bölgelere girerken ultrasonografi kullanılması ya da başka bir görüntüleme yöntemi kullanılması gerekebilir. Bazen birkaç enjeksiyon yönteminin kombinasyonunun kullanılması gerekebilir. Bazen de aynı enjeksiyon yönteminin birkaç seans yapılması gerekebilir. Tüm bu durumlara doktor öncelikle değerlendirip karar verirken, hastayla ayrıntılı olarak konuşup seçenekleri anlatıp en son kararın hasta ile birlikte verilmesi gerekir.

 

MÜkemmel
70 değerlendirmeye göre.
Emine avcı kurugül
Emine avcı kurugül
Harika iletişimi,samimi ve çözüm odaklı yaklaşımı ve mükemmel hekimliğiyle Dr.Sibel hanım Ankara için bir kayıp ama ben İzmir’de ailemi ona emanet edebildiğim için mutluyum.Yolu açık olsun.
Ece Tansel
Ece Tansel
Yıllar boyunca onlarca doktora gittim, hepsine aynı şikayetle başvurdum ama her seferinde düzgün bir tanı koyamadan beni eve gönderdiler. Sibel hanım ilk görüşmemizde şüphelendiği bir hastalıktan bahsetti ve bunu araştırmamız gerektiğini söyledi ve sonucunda hastalığın tanısı kondu ve doğru tedavime 5-6 yıl sonra kavuşmuş oldum şu an onun sayesinde hayat kalitem arttı.İnanılmaz araştırmacı, işini gerçekten severek yapan, nerede olursam olayım bir mesajla her sorunuma çözüm bulmaya çalışan mükemmel bir doktor.
Cevdet ZÜNGÜN
Cevdet ZÜNGÜN
Yaklaşık 5 sene önce “omuz manşetindeki Rotator Kaf Sendromu, çoğunlukla çekme, kaldırma hareketleri veya omuz üzerine ciddi düşüşlerin bir sonucu olarak oluşur” şeklinde koyduğu teşhis ve devam eden rehabilitasyon dönemi süresinde göstermiş olduğu ilgi ile sağ elimle saçımı bile tarayamazken, kolum yeniden hayat buldu. Yeni muayenehanesinde de başarılarının artarak devamını dilerim.
Havva Yüksel
Havva Yüksel
Şiddetli sırt ağrım için Sibel Hanıma bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim. Doktor hanım beni uzun uzun dinleri sorular sordu. Sonrasında muayene etti ve ağrının sırtıma boynumdan geldiğini anlattı, kolumdaki güçsüzlüğü tespit etti ve gösterdi. Boyun MRı çektirdi iğneler yaptı. Ağrılarım hala devam ediyor ama çok azaldı. Fizik tedaviye gidiyorum. Son derece temiz ve ferah bir yer.Teşekkür ederim.
sinan KIĞILCIM
sinan KIĞILCIM
Sibel Kibar Hoca’ya 87 yaşındaki babamın geçirdiği kalça protezi operasyonu sonrası fizik tedavi için başvurduk. Nazik yaklaşımı, özenli muayenesi, tedavi sürecindeki yakın ilgisi, yerinde ve doğru yönlendirmeleriyle babam sağlığına kavuştu. Kendisine ailece minnettarız, sonsuz teşekkür ediyor, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olan herkese güvenle tavsiye ediyoruz.
Damla Senturk
Damla Senturk
Çok sert ayak bileği burkulması sonucu bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittim ve iyi ki de gitmişim. Sibel Hanım gerçekten soyadı gibi çok kibar bir hanımefendi. Bilgisiyle bakış açısıyla motivasyon arttırıcı davranışlarıyla kendinizi ilk dakikadan itibaren iyi hissetmenizi sağlıyor. Fizyoterapist Cem Bey gerçekten işini çok iyi yapan pozitif bir insan. Asla motivasyonunuzun düşmesine izin vermiyor. İlk gittiğimde seans ile son seansım arasında o kadar büyük fark var ki iyi ki tercih etmişim. Umarım zaman geçtikçe bileğimi daha iyi hissedeceğim. Herşey için çok teşekkür
m.reza goçi
m.reza goçi
Sibel hocama arkadaşımın tavsiyesi üzerine gittim. Kendisi son derece ilgili ve farklı bakış açıları geliştirebilen bir doktor. Kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Omuzumda tendok kompasi vardı, 3 seans enjeksiyon ile tamamen iyileşti. Enjeksiyonları ultrasonla özenle yapıyor, kendinizi çok güvende hissediyorsunuz. diz ağrısı çeken ablamı da götürdüm. Hocam dizine uyguladığı enjeksiyonla diz ağrıları rahat etti. Ağrısı olan herkese tavsiye ederim. Sibel hocama ve güler yüzlü ekibine çok teşekkür eder çalışmalarında başarılar dilerim.
Nesrin Özelçi
Nesrin Özelçi
Sibel hanım çok ilgili ve güleryüzlü bir Dr..Elim ve dizlerimdeki ağrılar için kendisine başvurmuştum.Çok faydasını gördüm.Sibel hanıma teşekkür ediyorum .
emel ünsal
emel ünsal
Sibel Hanıma annemin sağ omuz ağrısı için başvurduk. Kendisini internetten araştırarak bulduk. Yorumlarda yazdığı gibi çok kibar ve çok ilgili bir bayan. Son derece bilgili bir doktor. MR larımıza yeniden baktı ayrıntılı bir muayene yaptı. Daha önce annemin omuzuna enjeksiyon yapılmıştı ama sonrasında çok ağrısı olmuştu ve iyi olmamıştı. Sibel Hanım hareketimizin kısıtlanmış olduğunu ve tedavinin hızlı bitmesi için enjeksiyonun tekrarlanması gerektiğini söyledi. Bu sefer enjeksiyonu kendisi ultrasonla bakarak yaptı. Yaptığı günden 1 gün sonra omuz hareketi belirgin açıldı ağrısı azaldı. Sonrasında da fizik tedaviye başladık. Çok teşekkür ederiz hızlı çözümleriniz ve güzel yüzünüz için.

 

Bu enjeksiyonlar omurilik içine (boyun ve belin çevresine), ağrıya neden olan sinirlerin çevresine, ağrıya neden olan eklemlerin (diz, omuz, kalça, dirsek, el bileği, ayak bileği, parmak eklemleri), sakroiliak eklem içine, beldeki eklemlerin çevresine ( faset eklemler) gibi vücutta ağrıya neden olan herhangi bir yere uygulanabilir.

Ağrı tedavisi (Algolojik tedavi ) yan etkileri var mıdır?

Tüm enjeksiyon uygulamalarında yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler yapılan ilacın içeriğine hastanın var olabilecek tansiyon, diabetes mellitus gibi ek sistemik hastalıklarına bağlı da ortaya çıkabilir. Görülme sıklıkları son derece düşüktür. Ultrason kullanılan enjeksiyonlarda yan etki çıkma ihtimali çok daha azdır. Uygulamanın doğru yere yapılması, uygulama için kullanılan dozun doğru ayarlanması, hastanın sistemik hastalıklarının gözden kaçmaması yan etki çıkarma olasılığını belirgin şekilde azaltır.

En sık yan etki enjeksiyonlar sonrası olabilecek ağrılardır. Bu ağrılar genellikle 1-2 gün içinde geriler. Bunun için önerilen ağrı kesiciler bu yan etkiden hastanın etkilenmesini engeller. Enjeksiyon sonrası hastanın başka sistemik hastalıkları olmasına da bağlı olarak tansiyonda yükselme ya da düşme ortaya çıkabilir. Eğer enjeksiyon uguladığımız hastanın önceden tespit edilmiş tansiyon problemi yoksa ya da ilaçlarla kontrol altındaysa bu yan etki de kontrol edilebilir düzeylerde karşımıza çıkabilir. Hastaya kortikosteroid enjeksiyonları yapıldığında kan şekeri düzeyinde değişiklikle karşımıza çıkabilir. Özellikle eklem içi enjeksiyon uygulamalarında sisteme ilacın geçişi az olacağı için bu yan etki çok fazla beklenmese de, nadir olarak karşımıza çıkabilir. Bu yan etki de kontrolsüz şeker hastalığı olan hasta grubunda daha çok karşımıza çıkabilir. Kortizon kullanmadığımız algolojik işlemlerde bu yan etkilerin ortaya çıkması çok olası değildir. Bir çok algolojik işlemde kortikosteroid kullanımının gerekmediği akılda tutulmalıdır.

Ağrı tedavisi (Algolojik tedavi ) hangi hastalıklarda yapılabilir?

Algolojik tedaviler her türlü kas iskelet sistemi sorununda yapılabilir. Burada önemli olan doğru enjeksiyonun doğru zamanda yapılmasıdır. Fizik tedavi plikliniğinde en çok enjeksiyon yaptığımız durumları sıralarsak:

  • Bel fıtığı ve buna bağlı bacak ağrısı, bacakta ayakta uyuşma gelişen durumlarda
  • Boyun fıtığı ve buna bağlı kol ağrısı, kolda uyuşma gelişen durumlarda
  • Priformis sendromu denilen siyatik sinirin kalça içinde sıkıştığı durumlar
  • Faset eklem dediğimiz beldeki eklemlerin hasarı, ödemi, gerilmesi gibi durumlar
  • Sinir sıkışmalarında (Karpal tünel sendromu- el bileğinde median sinir sıkışması, Kubital tünel sendromu- dirsekte ulnar sinir sıkışması)
  • Miyofasial ağrı sendromu dediğimiz uzun oturmaya ya da yanlış duruşa bağlı ortaya çıkan boyun, sırt bel ağrılarında
  • Fibromiyalji sendromunda ağrının fazla olduğu belirli bölgelere
  • Diz ağrısı, dizde menisküs, dizde bağ zedelenmesi, osteoartrit- kireçlenme, dizde ödem- sıvı toplanması gibi durumlarda
  • Kalça eklemi ağrısı, eklem içi kireçlenme- oateoartrit, trokanterik bursit gibi çevre yapıların patalojilerinde
  • Omuzda tendon zedelenmesi- subakromial impingement- omuz sıkışma sendromu, burs dediğimiz yapıların iltihabı- bursit, omuzda içinde ödem sıvı artışı, omuzda eklem kısıtlılığı olan durumlarda- donuk omuz
  • Dirsek ağrısı, tenisçi dirseği- lateral epikondilit, golfçü dirseği- medial epikondilit
  • Ayak bileği burkulması, ödemi, tendon hasarı

Ağrı tedavisi (Algolojik tedavi ) fiyatı nedir?

Bu tedavilerin ücretlendirmesi hastanın hastalığına, seçilen enjeksiyona kullanılan ilaca, ilacı yaparken herhangi bir görüntüleme yöntemi kullanıp kullanılmamasına göre değişir. Hasta ayrıntılı değerlendirilir. Hastaya hangi enjeksiyonyönteminin öncelikli yapılması gerektiğine karar verilir. Hastayla enjeksiyonu olasu yan etkileri ve sonrasında hastanın ne kadar iyi olabileceği ayrıntılı olarak konuşulur. Enjeksiyonlar bazen hastalara sadece 1 kez yapılsa bile yetebilir. Bazen aynı enjekisyonun aralıklı olarak birkaç kez yapılması ya da birkaç değişik enjeksiyonun peş peşe sırasyla yapılması gerekebilir. Tüm bunlar hastanın ödeyeceği fiyatı değiştirebilir.


Sibel Kibar Beyaz

Ben Doç Dr Sibel Kibar. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon doktoru olarak 2005’ten beri çalışıyorum. 2010 yılından beri uzman doktor olarak hizmet veriyorum. Ankara Tıp Fakültesi’ne başladığım ilk günden beri hedefim hep çok iyi bir doktor olmak, bana gelen hastaları anlamak.

Son İçerikler

İletişim & Ulaşım

Mimar Sinan, Cenk Apartmanı, 1394. Sk. No: 16 Kat:6 No: 12 Konak/İzmir


(0232) 332 16 65


info@sibelkibar.com

SEO & Dijital Pazarlama seogen.com.tr - Son Güncelleme 2023

Doktorumuza Danışın
WhatsApp ile Hemen Sorunuzu İletin
Merhaba,
Doktorumuza Hemen Soru Sorabilirsiniz
Call Now Button(0232) 332 16 65